Escarus

Deniz Taşımacılığında Yeşil Dönüşüm: Politikalardan Projelere Emisyon Azaltım Çabaları

Paylaşım TarihiKasım 13, 2024

İnsan faaliyetlerinden kaynaklanan küresel emisyonların yaklaşık %20’si ulaşım sektörüne aittir ve dünya ticaret hacminin %90’dan fazlasını oluşturan deniz taşımacılığı (küresel GSYİH ile deniz taşımacılığı kaynaklı enerji tüketimi arasındaki ilişki için bkz. Şekil 1) toplam emisyonlarda %3’lük paya sahiptir. Dünya çapında ulaşım için kullanılan enerjinin neredeyse tamamı (%95) fosil yakıtlardan karşılanmaktadır.[1] Gemilerde kullanılan ağır yakıtlar, çoğunlukla CO2 (karbondioksit), CH4 (metan) ve N2O (azot oksit) emisyonlarının oluşumuna yol açmaktadır. Çıkan emisyonlar arasında, iklimi doğrudan etkilemese de, önemli çevre ve sağlık risklerine sebep olan SOx (kükürt oksit) de bulunmaktadır. Gemilerin emisyon miktarına; geminin tam yük kapasitesi, kullanılan yakıt türü, kat edilen mesafe gibi birden fazla faktör yön vermektedir.[2]

Şekil 1: Küresel deniz taşımacılığı enerji talebi ve GSYİH[3]

Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından deniz taşımacılığı kaynaklı sera gazı emisyonlarını azaltmak için geliştirilen ve 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren aktif olarak uygulanan IMO DCS (Data Collection System – Veri Toplama Sistemi) kapsamında, 5.000 brüt tonaj (GT) ve üzerindeki tüm gemilerin, yıllık yakıt tüketimi ve ilgili operasyonel verilerinin toplanması, bu verilerin geminin bayrak devleti veya yetkilendirilmiş bir kuruluş tarafından doğrulandıktan sonra IMO’ya raporlanması gerekmektedir.[4]

Bunun yanında, deniz taşımacılığında emisyon azaltma çabalarının bir parçası olarak IMO, 2023 yılı Temmuz ayında “2023 IMO Sera Gazı Stratejisi”ni kabul etmiştir. Strateji, 2030 yılına kadar sıfır emisyonlu (veya sıfıra yakın) yakıtların kullanımını sağlamayı ve 2050 yılında uluslararası deniz taşımacılığında net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı taahhüt etmektedir. Stratejide belirtilen hedefe ulaşmanın temel unsurlarından biri, karbon yoğunluğunun (taşınan birim yük başına oluşan karbon ve eşdeğeri emisyonun) 2030 yılına kadar 2008 yılına kıyasla %40 azaltılmasıdır. Bu orta vadeli hedefin gerçekleşmesi, teknik ve ekonomik önlemlerin uygulanmasına bağlıdır. IMO tarafından belirlenen teknik önlem, küresel bir deniz yakıtı standardının oluşturulması iken; deniz taşımacılığından kaynaklanan sera gazı emisyonları için küresel bir fiyatlandırma mekanizmasının geliştirilmesi, ekonomik önlem olarak ele alınmaktadır.[5]

IMO’nun stratejisi kapsamında, 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren mevcut gemilerin yıllık operasyonel karbon yoğunluğunun (CII – Carbon Intensity Indicator) ve enerji verimliliğinin (EEXI – Energy Efficiency Existing Ship Index) hesaplanması zorunlu hale getirilmiştir. EEXI, bir geminin kapasitesine ve motor gücüne bağlı olarak hesaplanmakta ve belirli bir gemi türü için belirlenmiş referans değerler ile karşılaştırılmaktadır. CII ise; bir geminin kapasitesi, yıllık oluşturduğu CO2 emisyonları ve kat ettiği mesafe dikkate alınarak hesaplanmaktadır.[6]

EEXI hesaplaması, 400 GT üzerindeki tüm gemiler için zorunludur ve EEXI sertifikası tek seferlik bir sertifika olarak düzenlenmektedir. Geminin EEXI değeri yoksa, gemiye Uluslararası Hava Kirliliği Önleme (IAPP – International Air Pollution Prevention) sertifikası verilememekte ve geçerli bir IAPP sertifikası olmayan gemi, ticari faaliyetlerde bulunamamaktadır. Eğer geminin EEXI değeri hedeflenen referans değerin altında ise, gemi sahiplerinin bu değeri iyileştirmek için çeşitli çalışmalar yapması gerekmektedir.[7]

CII hesaplaması ise 5.000 GT üzerindeki tüm gemiler için zorunlu olup her yıl yapılmaktadır. CII derecelendirmesinde gemiler, A (en iyi) ile E (en kötü) arasında bir performans notu almaktadır. Üç yıl üst üste D veya bir yıl E notu alan bir gemi, C veya üzeri gerekli endeks değerini nasıl sağlayacağını gösteren bir düzeltici eylem planı sunmak zorundadır.[6] Fakat mevcut durumda CII standartlarını karşılamayan gemilere herhangi bir cezai yaptırımın uygulanmaması ve CII derecelendirmelerinin gemi sahipleri tarafından gönüllü olarak açıklanmadığı sürece gizli tutulması, CII sisteminde boşluklar oluşturmaktadır.[8]

Coğrafi konumu itibarıyla dünya ticaret yollarının kesişim noktasında yer alan Türkiye de deniz taşımacılığında sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik önemli bir adım atmıştır. 9 Temmuz 2024 tarihli ve 32597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Türk Sivil Havacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un yürürlüğe girmesiyle birlikte, 618 sayılı Limanlar Kanunu’na, ticari gemilerin Türkiye limanlarına giriş ve çıkışlarındaki sera gazı salımları için alınacak bedellerin belirlenmesi ve kullanımına ilişkin bir düzenleme eklenmiştir.

Yeni ek maddeye göre, ticari gemilerin Türkiye limanlarına giriş ve çıkışlarında yol açtıkları sera gazı emisyonları hesaplanıp doğrulanacaktır. Emisyon bedelleri, Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi’nin (AB-ETS) güncel karbon fiyatı temel alınarak gemi sahiplerinden tahsil edilecek ve her yıl, bir sonraki yılın eylül ayı sonuna kadar bir önceki yılın toplam bedeli olarak ödenecektir. Tahsil edilen tutarlar, devlet bütçesine gelir olarak kaydedilecektir. Gelirler, yeşil denizcilik için araştırma, geliştirme, dönüşüm ve yeni yapım faaliyetlerini desteklemek amacıyla kullanılacaktır. Gemilerin cinsi, sefer bölgesi, tonajı, emisyon bedeli oranları, emisyonların izlenmesi, raporlanması ve doğrulanması gibi detaylar daha sonra çıkarılacak yönetmelikle belirlenecektir.[9]

Türkiye’nin uygulamaya koyduğu düzenleme, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında geliştirilen ETS’nin denizcilik sektörüne özel bir uyarlaması olarak değerlendirilebilir. AB ETS’nin kapsamı 1 Ocak 2024’ten itibaren denizcilik sektörünü de içerecek şekilde genişletilmiştir. İzleme, Raporlama ve Doğrulama sistemi (Monitoring, Reporting and Verification – MRV) ile takibi yapılan CO2 emisyonlarının ilk ETS ödenekleri, 30 Eylül 2025 tarihine kadar teslim edilmek zorundadır.

AB ETS kapsamına dahil edilen sektörde sorunsuz bir geçiş sağlamak için, başlangıçtaki kademeli geçiş döneminde, deniz taşımacılığı yapan şirketlerin emisyonlarının yalnızca bir kısmına ilişkin tahsisatlardan feragat etmesi gerekecektir:

–  2025: 2024’te raporlanan emisyonların %40’ı için,

–  2026: 2025’te raporlanan emisyonların %70’i için,

–  2027’den itibaren: raporlanan emisyonların %100’ü için.[10]

AB ETS Direktifi, 2024’ten itibaren 5.000 GT ve üzeri kargo ve yolcu gemileri için uygulanırken, 1 Ocak 2025 itibarıyla, 5.000 GT’nin altında ancak 400 GT’nin üzerinde olan genel kargo ve açık deniz gemilerine de uygulanacaktır. 2027’den itibaren ise 5.000 GT ve üzeri açık deniz gemileri kapsama dahil edilecektir. AB ETS; AB limanlarında veya rıhtımlarında bulunan gemilerden kaynaklanan veya AB limanları arasında yapılan seferlerden kaynaklanan emisyonların %100’ünü, AB limanlarına gelen veya AB limanlarından ayrılan seferlerden kaynaklanan emisyonların %50’sini kapsamaktadır. Mevcut durumda AB ETS, CO2 emisyonlarını kapsamaktadır, ancak 2026 yılından itibaren CH4 ve N2O emisyonları da kapsama dahil edilecektir.[11]

AB’nin Yeşil Mutabakat kapsamında attığı bir diğer adım olan “FuelEU Maritime” girişimi ile, deniz taşımacılığında sera gazı emisyonlarının azaltılması için yenilenebilir ve düşük karbonlu yakıtların kullanımının artırılması hedeflenmektedir. AB ETS’nin bir parçası olan ve denizcilik sektöründe karbonsuzlaşma yatırımlarını teşvik eden FuelEU Maritime, 1 Ocak 2025’te yürürlüğe girecektir.[12]  

Projeler ve Yaklaşımlar

Deniz taşımacılığında sıfır emisyonlu projeler geliştirmek için küresel ölçekte çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Özellikle Avrupa ve Güneydoğu Asya’da bu projelere yönelik teşviklerin bulunması, projelere olan ilgiyi artırmaktadır. Geliştirilen projelerde; gemi teknolojisi, liman altyapısı ve yakıt ikmali/üretimi gibi farklı alanlara odaklanılmaktadır.

Gemi teknolojisi projelerinde; amonyak, hidrojen, metanol gibi alternatif yakıtların kullanımı ve karbon yakalama, kullanma ve depolama (KYKD/CCUS) teknolojileriyle birlikte, gemilerin tasarımı ve modernizasyonu üzerine çalışmalar yürütülmektedir. Nükleer enerji de araştırma aşamasındadır ve potansiyel bir seçenek olarak değerlendirilmektedir.

Limanlardaki altyapı projeleri kapsamında; depolama, dağıtım ve şarj altyapısının geliştirilmesi, farklı yakıtların güvenli şekilde ikmali ve elleçlenmesi için gerekli değişikliklerin test edilmesi yer almaktadır.

Yakıt ikmali projelerinde odak nokta genellikle karada yakıt ikmali olmakla birlikte, yakıt ikmal gemileri (gemiden gemiye ikmal) ve açık deniz yakıt ikmali gibi farklı alanlarda projeler geliştirilmektedir.

Yakıt üretimi projelerinde ise en büyük pay, elektroliz yöntemiyle üretilen yeşil hidrojene aittir. Bunu, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla üretilen yeşil metanol ve yeşil amonyak takip etmektedir. Biyokütleden yeşil metanol üretimi için de çalışmalar devam etmektedir.[13]

Şekil 2: Odak noktalarına göre proje dağılımı[13]

Sektördeki sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için uygulanan bir diğer strateji de yeşil nakliye koridorlarıdır (green shipping corridors). Yeşil nakliye koridorları, deniz taşımacılığında karbon emisyonlarını azaltmak ve çevre dostu taşımacılığı teşvik etmek amacıyla belirlenmiş, iki veya daha fazla liman arasında oluşturulan ticaret rotalarıdır.

Yeşil nakliye koridorları; bazı ticaret rotalarının yakıt tedarik merkezlerine yakınlığı, basit operasyonel yapısı veya avantajlı ekonomik bölgelerde bulunmasından esinlenerek oluşturulmuştur. Temiz enerji kaynaklarının kullanımını ve gelişmiş teknolojileri destekleyen yeşil nakliye koridorlarının sektördeki önemi, IMO’nun 2023 Sera Gazı Stratejisi’nde de vurgulanmıştır.

Yeşil nakliye koridorlarındaki en yaygın segment konteyner gemileri olup iki veya daha fazla yakıt ile çoklu yakıt kullanımı benimsenmektedir. Diğer yandan; dökme yük koridorlarında amonyak, feribot koridorlarında metanol, küçük gemi koridorlarında ise hidrojen ve elektrik tercih edilmektedir.[14]

Şekil 3: Yeşil nakliye koridorları[15]

Türkiye’nin Hedefleri ve Sonuç

Türkiye, deniz taşımacılığında altyapısını güçlendirerek küresel tedarik zincirindeki rolünü artırmayı ve lojistik kabiliyetlerini geliştirmeyi hedeflemektedir. 2053 yılı itibarıyla deniz taşımacılığı hacminin %65 oranında artarak 420 milyon tona ulaştırılması ve mevcuttaki 217 liman tesisinin 255’e çıkarılması planlanmaktadır.[16]

Bu hedeflere ulaşmak için Türkiye, çeşitli politika belgelerinde (İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı[17], 12. Kalkınma Planı[18], Ulusal Katkı Beyanı[19], Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı[20]) denizcilik sektöründeki emisyonların azaltılması, enerji verimliliği, alternatif yakıtlar, dijitalleşme ve otomasyon gibi önceliklere odaklanmaktadır.

Söz konusu öncelikler;

  • Yük taşımacılığında intermodal taşımacılığın teşvik edilerek demiryolu ve denizyolu bağlantılarının entegrasyonunun sağlanması ve emisyon değerlerinin izlenmesi,
  • Kıyı şehirlerinde denizyolu taşımacılığının geliştirilmesi,
  • Elektrikli deniz araçlarının artırılması,
  • Türk deniz ticaret filosunun gençleştirilmesi ve geliştirilmesi, bu konuda teşvikler sağlanması,
  • Dijitalleşme ve enerji verimliliği kapsamında yeşil liman sayısının artırılması,
  • Lojistik, demiryolu ve liman bağlantılarının tedarik zincirine uygun olarak çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir şekilde güçlendirilmesi,
  • Demiryolu ve denizyolu taşımacılığına öncelik verilerek ulaştırma ve lojistik sektöründe çevresel etkilerin azaltılması amacıyla alternatif finansman yöntemlerinin geliştirilmesi,
  • Liman operasyonlarında düşük emisyonlu veya emisyon üretmeyen makine ve ekipmanların kullanımının teşvik edilmesi,
  • Çevre dostu deniz araçlarının yaygınlaştırılması için Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi,
  • Tüm ulaşım modlarında elektrikli veya alternatif yakıt kullanan araçlar için altyapı ve teknolojik yatırımların yapılması, bununla ilgili uyum ve mevzuatların düzenlenmesi,
  • Limanlarda yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması,
  • Hibrit gemiler için yakıt optimizasyonunun sağlanması,
  • Yenilenebilir enerji kaynakları ve diğer potansiyel enerji kaynaklarına yönelik çalışmaların artırılması,
  • Gemilerden kaynaklanan emisyonların azaltılmasına yönelik yeni düzenlemelerin geliştirilmesi,
  • Alternatif yakıt (örn; LNG ve hidrojen) kullanan gemiler için Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi,
  • Türkiye çevresindeki denizlerde düşük emisyon bölgesi çalışmalarına yönelik önlemler alınması,
  • Otonom sistemler, e-navigasyon ve dijital denizcilik dönüşümü için stratejilerin geliştirilmesini içermektedir.

Dünya ticaretinin bel kemiği olan ve küresel emisyonların önemli bir kısmını oluşturan deniz taşımacılığında, IMO’nun 2050 yılı net sıfır emisyon hedefi ve AB’nin denizcilik sektörünü ETS sistemine dahil etmesi, sektörün karbon ayak izini azaltmaya yönelik adımları zorunlu hale getirmiştir. Küresel ölçekte deniz taşımacılığından kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılması için geliştirilen projeler, alternatif yakıtların kullanımı, enerji verimliliği ve liman altyapısı teknolojilerinin hayata geçirilmesini içermektedir.

Türkiye de benzer bir politika izleyerek gerek emisyon vergisi gibi yeni düzenlemelerle gerekse yatırımlarıyla sektördeki sürdürülebilirlik hedeflerini belirlemiş ve uygulamaya başlamıştır. Bu kapsamda, elektrikli ve alternatif yakıt kullanan deniz araçlarının yaygınlaştırılması, yeşil liman sayısının artırılması ve dijitalleşmenin teşvik edilmesi gibi önceliklerle deniz taşımacılığı ve lojistik sektörlerinde emisyonların azaltılması hedeflenmektedir.

Ulusal ve uluslararası düzlemde atılan çeşitli adımlar, yalnızca net sıfır emisyon hedefine katkı sunmayacak, aynı zamanda küresel ticaretin daha verimli ve çevre dostu bir şekilde ilerlemesini mümkün kılacaktır. İleriye dönük olarak deniz taşımacılığı, çevreye duyarlı teknolojilerle donatılmış gemiler ve limanlar sayesinde daha temiz, verimli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşacaktır.

Dipnotlar:

1) United States Environmental Protection Agency (EPA). (t.y.). Global Greenhouse Gas Emissions Overview. Şu adresten erişilebilir: https://www.epa.gov/ghgemissions/global-greenhouse-gas-overview. Son erişim tarihi: Eylül 2024.
2) European Commission. (2024). Reducing Emissions from the Shipping Sector. Şu adresten erişilebilir: https://climate.ec.europa.eu/eu-action/transport/reducing-emissions-shipping-sector_en. Son erişim tarihi: Kasım 2024.
3) International Renewable Energy Agency (IRENA). (2021). A pathway to decarbonise the shipping sector by 2050, Abu Dhabi. Şu adresten erişilebilir: https://www.irena.org/-/media/Files/IRENA/Agency/Publication/2021/Oct/IRENA_Decarbonising_Shipping_2021.pdf. Son erişim tarihi: Eylül 2024.
4) International Maritime Organization (IMO). (t.y.). Data Collection System (DCS). Şu adresten erişilebilir: https://www.imo.org/en/ourwork/environment/pages/data-collection-system.aspx. Son erişim tarihi: Ekim 2024.
5) International Maritime Organization (IMO). (t.y.). Cutting GHG Emissions. Şu adresten erişilebilir: https://www.imo.org/en/MediaCentre/HotTopics/Pages/Cutting-GHG-emissions.aspx. Son erişim tarihi: Ekim 2024.
6) International Maritime Organization (IMO). (t.y.). EEXI and CII – Frequently Asked Questions (FAQ). Şu adresten erişilebilir: https://www.imo.org/en/MediaCentre/HotTopics/Pages/EEXI-CII-FAQ.aspx. Son erişim tarihi: Eylül 2024.
7) Clarksons. (t.y.). What is EEXI and CII? Şu adresten erişilebilir: https://www.clarksons.com/home/green-transition/what-is-eexi-and-cii/. Son erişim tarihi: Kasım 2024.
8) Dumbrille, A. ve Menezes, E. (2024, 8 Temmuz). Efficiency is not a one-size-fits-all solution for marine shipping. Canada’s National Observer. Şu adresten erişilebilir: https://www.nationalobserver.com/2024/07/08/opinion/efficiency-one-size-fits-all-solution-marine-shipping. Son erişim tarihi: Eylül 2024.
9) Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı. (2024). Türk Sivil Havacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun. Şu adresten erişilebilir: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/07/20240709-1.htm. Son erişim tarihi: Kasım 2024.
10) European Union. (2023). Directive (EU) 2023/959 of the European Parliament and of the Council. Şu adresten erişilebilir: https://eurlex.europa.eu/eli/dir/2023/959. Son erişim tarihi: Eylül 2024.
11) European Commission. (2024). Reducing emissions from the shipping sector. Şu adresten erişilebilir: https://climate.ec.europa.eu/euaction/transport/reducing-emissions-shipping-sector_en. Son erişim tarihi: Eylül 2024.
12) European Commission. (2023). EU Regulation of the European Parliament and of the Council on the use of renewable and low-carbon fuels in maritime transport, and amending Directive 2009/16/EC. Şu adresten erişilebilir: https://data.consilium.europa.eu/doc/document/PE-26-2023-INIT/en/pdf. Son erişim tarihi: Ekim 2024.
13) Leitão, A.M., Welling, A.A. ve Abhold, K. (Temmuz 2024). Mapping of zero-emission pilots and demonstration projects: Fifth edition, Global Maritime Forum (Getting Zero Coalition). Şu adresten erişilebilir: https://downloads.ctfassets.net/gk3lrimlph5v/2Z6BsEZQZW2uMgC8JJrtyb/86d3c17b5667886bd2631fa7bedc50a7/Getting_to_Zero_Coalition_Mapping_of_zero-emission_pilots_and_demosntration_projects__5th_ed.pdf. Son erişim tarihi: Eylül 2024.
14) Boyland, J., Talalasova, E. ve Rosenberg, A. (2023). Annual progress report on green shipping corridors. Global Maritime Forum (Getting to Zero Coalition). Şu adresten erişilebilir: https://cms.globalmaritimeforum.org/wp-content/uploads/2023/11/Global-Maritime-Forum_Annual-Progress-Report-on-Green-Shipping-Corridors_2023.pdf. Son erişim tarihi: Kasım 2024.
15) DNV (t.y.). Key considerations for establishing a green shipping corridor. Şu adresten erişilebilir: https://www.dnv.com/expert-story/maritime-impact/key-considerations-for-establishing-a-green-shipping-corridor/#:~:text=DNV’s%20database%20recorded%2057%20green,its%20revised%20greenhouse%20gas%20strategy. Son erişim tarihi: Eylül 2024.
16) Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı. (2024). İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı (2024-2030). Şu adresten erişilebilir: https://iklim.gov.tr/db/turkce/icerikler/files/%C4%B0klim%20De%C4%9Fi%C5%9Fikli%C4%9Fi%20Azalt%C4%B1m%20Stratejisi%20ve%20Eylem%20Plan%C4%B1%20(2024-2030).pdf. Son erişim tarihi: Eylül 2024.
17) Ibid.
18) Türkiye Cumhuriyeti Strateji ve Bütçe Başkanlığı. (2023). On İkinci Kalkınma Planı (2024-2028). Şu adresten erişilebilir: https://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/2023/12/On-Ikinci-Kalkinma-Plani_2024-2028_11122023.pdf. Son erişim tarihi: Eylül 2024.
19) Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı. (2023). Türkiye Cumhuriyeti Güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanı. Şu adresten erişilebilir: https://www.iklim.gov.tr/db/turkce/haberler/files/T%C3%BCrkiye%20Cumhuriyeti%20G%C3%BCncellenmi%C5%9F%20Birinci%20Ulusal%20Katk%C4%B1%20Beyan%C4%B1(1).pdf. Son erişim tarihi: Kasım 2024.
20) Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı. (2022). 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı (Revizyon). Şu adresten erişilebilir: https://www.uab.gov.tr/uploads/pages/bakanlik-yayinlari/2053-ulastirma-ve-lojistik-ana-plani-rev.pdf. Son erişim tarihi: Eylül 2024.

Nazlıcan Filtekin

Nazlıcan Filtekin