Escarus

AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktif Önerisi

Paylaşım TarihiMart 16, 2022

Günümüzde faaliyet gösteren şirketlerin toplum üzerindeki geniş etkileri ve çevresel sürdürülebilirlik alanındaki önemli rolleri yadsınamaz. Bugünün iş dünyasının ana tartışma konularından biri haline gelen Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti (Corporate Sustainability Due Diligence) kavramı/yaklaşımı, şirketlerin insan hakları ve çevreye olan sorumluluklarını gündeme taşımaktadır. Bu doğrultuda, 23 Şubat 2022 tarihinde Avrupa Birliği Komisyonu (Komisyon), şirketleri küresel değer zincirlerinde insan haklarına ve çevreye saygılı, sürdürülebilir ve sorumlu yaklaşıma teşvik edecek yükümlülükleri içeren Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktif (Direktif) önerisini kabul etmiştir.

Direktif önerisine göre; şirketler, operasyonlarıyla sınırlı kalmayarak, değer zincirleri boyunca kendi faaliyetlerinden kaynaklanan çocuk işçiliği, zorla/cebri çalıştırma, modern kölelik gibi insan hakları ihlallerinden ve biyolojik çeşitlilik kaybı, çevre kirliliği gibi olumsuz çevresel etkilerden mükelleftir. Direktif’in uygulanması ile şirketler kendilerine bağlı kuruluşlarda ve bütün değer zincirlerinde potansiyel ve/veya mevcut olumsuz insan hakları ve çevresel etkilerini izlemek, belirlemek, değerlendirmek, önlemek, sona erdirmek ve iyileştirmekten yükümlü olacaktır.

 

Direktif önerisi, ilerleyen günlerde onay için AB Parlamentosu ve Konseyi’ne sunulacak, onay sonrasında Üye Devletler Direktif’i kendi ulusal hukuklarına aktaracaklar. Üye Devletlerin bu süreçte ilgili hukuki metinleri Komisyon’a iletmesi için iki yıl süreleri olacak.

Direktif’in Amacı Nedir?

Avrupa Birliği düzeyinde önerilen söz konusu Direktif, küresel değer zincirleri boyunca sürdürülebilir ve sorumlu kurumsal yaklaşımların benimsenmesini amaçlıyor. Belirtilen yükümlülükler şirketlerin sosyal ve çevresel sorumluluklarını hukuki temele dayandıracak, bunun yanı sıra hepsi için eşit koşullar oluşturulmasını sağlayacak. Buna ek olarak, şirketlere faaliyetlerinin etkilerini tüketiciler ve yatırımcılar başta olmak üzere tüm paydaşlarına şeffaf bir şekilde aktarmalarına imkân verecek. Direktifin getirdiği yeni yükümlülüklerin toplum, şirketler ve gelişmekte olan ülkeler için çalışan haklarının korunması, şirketlere duyulan güvenin artırılması, risk yönetimin geliştirilmesi, inovatif ve sürdürülebilir yatırımların hız kazanması gibi çeşitli önemli katkılarının olacağı vurgulanıyor.

Hangi Şirketler Yükümlülüklere Tabidir?

Direktif esas olarak AB şirketleri ve AB şirketi olmayan diğer şirketler olmak üzere iki farklı kapsam içermektedir. Ayrıca, AB şirketleri de ölçeklerine göre Grup 1 ve Grup 2 olarak sınıflandırılmıştır.

AB şirketleri:

Grup 1: Önemli ekonomik büyüklüğe sahip, 500’den fazla çalışanı bulunan ve geçmiş mali yılda dünya çapında 150 milyon Euro’nun üzerinde net cirosu olan tüm AB limited şirketleri.
Grup 2: *Tanımlanmış yüksek etkili sektörlerde faaliyet gösteren, 250’den fazla çalışanı bulunan ve geçmiş mali yılda dünya çapında 40 milyon Euro’nun üzerinde net cirosu olan diğer AB limited şirketleri. Direktif’e göre Grup 2’ye giren AB şirketleri için yükümlülükler, Grup 1’e uygulanmasından iki yıl sonra uygulanmaya başlanacaktır.

*Tanımlanmış yüksek etkili sektörler OECD kılavuzunun mevcut olduğu sektörler (i. tekstil, deri ve ilgili ürünlerin imalatı ve toptan ticareti; ii. tarım, ormancılık, balıkçılık ve gıda ürünlerinin imalatı ve toptan ticareti; iii. Maden kaynaklarının çıkarılması, temel metal ve mineral ürünlerinin imalatı ve toptan ticareti) ile sınırlıdır.

AB dışı şirketler:

AB şirketleri için belirlenen Grup 1 ve 2 ile uyumlu ciro eşiğinde olan ve AB’de faaliyet gösteren AB dışı şirketlerdir. AB dışı şirketler için ciro eşiği dünya çapında değil, AB çapında aranmaktadır. Bu şirketlerin faaliyet gösterdikleri AB Üye Devletleri’nden birinde yerleşik veya ülkelerinde yerleşik bir yetkili temsilci tayin etmesi ve temsilcinin bilgilerini AB Üye Devleti’ndeki denetim makamına bildirilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler):


KOBİ’ler Direktif önerisi kapsamında yer almamaktadır. Ancak Direktif’te, kapsama dahil olan şirketlerin değer zincirlerinde yer alan KOBİ’ler için geçerli uygulamalardan söz edilmiştir.

Şirketlerin ve Yöneticilerinin Durum Tespiti Yükümlülükleri Nelerdir?

Durum tespitinin şirket politikalarına dahil edilmesinin yanı sıra, mevcut veya potansiyel olumsuz insan hakları ve çevresel etkilerin belirlenmesi, önlenmesi, hafifletilmesi ve iyileştirilmesi, şikâyet prosedürlerinin oluşturulması, alınan önlemlerin etkinliğinin izlenmesi ve durum tespiti ile ilgili kamuyla açık iletişim kurulması Direktif’in kapsamında belirlenen yükümlülüklerdir.
Direktif’in içerdiği bir diğer önemli konu ise Grup 1 şirketlerinin iş stratejilerinin, Paris Anlaşması uyarınca küresel ısınmayı 1,5 °C ile sınırlandıracak bir plana sahip olması gerekliliğidir.

Direktif Kapsamında Yaptırımlar Nelerdir?


AB Üye Devletleri atadıkları bir veya birden fazla ulusal idari makam ile şirketlerin yükümlülüklere uygunluğunu denetleyecektir. İlgili ulusal makamlar belirlenen yükümlülüklere göre ilgili şirketlerden bilgi talep etme ve soruşturma yürütme yetkisine sahip olacaktır. Şirketlerin yükümlülüklere uymadıkları durumlarda denetim makamları para cezası ve uyum emirleri gibi orantılı, etkili ve caydırıcı yaptırımlar uygulayabilecektir. Direktif’te belirtilen en kritik noktalardan biri de durum tespiti konusunda şirket yöneticilerinin önemli rollerinin olduğunun vurgulanmasıdır.

Yükümlülükler şirket yöneticilerin bu konuda gerekli sistemleri kurmaya, uygulamaları izlemeye, denetlemeye ve bunu kurumsal strateji haline getirmeye yönelik sorumluluklarını açıkça ortaya koymuştur.

Bu Direktif, yükümlülüklere uyulmaması nedeniyle mağdur olan bireylerin zararları karşılığında tazminat almak için yasal yollara başvurmalarının yolunu açmaktadır. Aynı zamanda, Komisyon ulusal makamların temsilcilerini bir araya getirecek bir Avrupa Denetim Otoriteleri Ağı oluşturacaktır.

Arkaplan


Mart 2021’de Avrupa Parlamentosu, Komisyon’u değer zinciri durum tespitini zorunlu kılmaya yönelik bir kanun teklifi sunmaya çağırmıştı. Benzer şekilde Aralık 2020’de, Avrupa Konseyi, Komisyon’a küresel değer zincirleri boyunca sektörler arası kurumsal durum tespiti de dahil olmak üzere, sürdürülebilir kurumsal yönetişime ilişkin bir yasal çerçeve oluşturulması yönünde bir çağrıda bulunmuştu.

Geçtiğimiz yıllarda, bazı AB Üye Devletleri’nde durum tespitine yönelik farklı yasalar halihazırda yürürlüğe girmiş bulunuyor. Ayrıca, birçok şirket kendi inisiyatifiyle durum tespitine yönelik önlemlerini almaya başladı. Ancak gönüllülük esasının ötesinde, Avrupa düzeyinde büyük ölçekli bir sorumluluk bilincine ihtiyaç olduğu vurgulanıyor. Hatta bu yaklaşım sayesinde, yeşil dönüşüm ve insan haklarının korunması konularının Avrupa’nın ötesinde de gelişim kaydedeceğinden söz ediliyor.

Ulusal düzeyde yürürlüğe giren Durum Tespiti Yasaları şöyle:

  • Birleşik Krallık Modern Kölelik Yasası, 2015
  • Fransa Kurumsal Özen Sorumluluğu Yasası, 2017
  • Hollanda Çocuk İşçiliği Durum Tespiti Yasası, 2019
  • İsviçre İnsan Hakları Durum Tespiti Yasası, 2020
  • Almanya Tedarik Zinciri Durum Tespiti Yasası, 2021
  • Norveç Şeffaflık Yasası, 2021

 

Bu ulusal yasalara göre şirketlerin insan hakları ve çevreye yönelik riskleri için tespit, azaltma, önleme ve iyileştirme faaliyetlerinde bulunması ve bunları düzenli olarak raporlaması gerekmektedir.

Direktif’in Türk Şirketlerine Yansıması Nasıl Olacak?

Söz konusu yükümlülüklerin, Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte olan ülkelerde insan haklarının ve çevrenin daha iyi korunması, sürdürülebilir yatırımların ve finansmana erişimin hızlanması, sürdürülebilirlik konularında farkındalığın artması, yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve uluslararası standartların benimsenmesi gibi alanlarda fayda sağlayacağı öngörülmektedir.

AB Üyesi ülkeler ile ticari ilişkisi bulunan tüm şirketler dolaylı olarak Direktif ile ilişkilidir ve burada yer alan yükümlülüklerden sorumlu tutulacaktır. Türkiye’de halihazırda faaliyet gösteren çok sayıda AB şirketinin, bu yasanın yürürlüğe konması sonrasında, tedarik zincirlerini yeniden gözden geçirmesi beklenmektedir. Şirketlerin bu yükümlülüklere uymak için üretim ve tedarik süreçlerinde birtakım değişikliklere gitmesi gerekebilecektir.

Avrupa Birliği Komisyonu tarafından kabul edilen Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktif öneri dokümanının tamamına buradan erişilebiir.

Dipnotlar:
1https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/ip_22_1145
2https://ec.europa.eu/info/business-economy-euro/doing-business-eu/corporate-sustainability-due-diligence_en
3https://www.responsible-investor.com/from-a-responsible-investment-perspective-we-cannot-afford-another-delay-investors-reflect-on-recent-setbacks-for-planned-eu-due-diligence-rules/

Neslişah İnan

Neslişah İnan

Yönetici Yardımcısı