Paylaşım TarihiMart 24, 2023
Arıcılık binlerce yıllık geçmişe dayanan bir faaliyettir ve temelde arılardan bal, polen, balmumu vb. ürünlerin elde edilmesi demektir. Sağlığa olumlu etkilerinin her geçen gün daha fazla kanıtlanmasıyla birlikte arıcılık ürünlerine olan talep de artmaktadır. Talepteki güçlü artışla birlikte çoğunlukla sürdürülebilir olmayan arıcılık faaliyetleri yaygınlaşmakta ve bu da arı popülasyonunda azalmaya sebep olmaktadır. Sürdürülebilir arıcılık, arıcılık faaliyetleri sırasında çevresel etkilerin minimuma indirilmesi ve çeşitli ürünler elde edilirken arı popülasyonunun korunması anlamına gelmektedir.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) istatistiklerine göre 2021 yılında en çok bal üretimi gerçekleştiren ülke 472.100 ton ile Çin olmuştur. Çin’i 96.344 ton ile Türkiye takip etmektedir. 2021 yılında dünyada ise toplam yaklaşık 1,8 milyon ton bal üretimi gerçekleşmiştir. Türkiye’nin sahip olduğu arı koloni sayısı Çin’in sahip olduğu koloni sayısından yaklaşık %6 az iken (Çin’de 9,2 milyon koloni, Türkiye’de 8,7 milyon koloni bulunmaktadır) bal verimi bundan daha da düşük bir orandadır. Çin koloni başına 51 kg/koloni ile bal verimi açısından en yüksek değere sahip olan ülke konumundadır. Çin’i ise Türkiye 11 kg/koloni değeri ile takip etmektedir.1, 2 Ülkemizde arıcılık potansiyelinin tam olarak istenilen seviyeye çıkarılamaması ve arıcılık faaliyetlerinde yaşanan birtakım teknik, operasyonel ve elde olmayan sorunlar sebebiyle bal verimi görece düşük kalmaktadır.
Arıcılık faaliyetlerinin çevresel ve sosyal anlamda birçok pozitif etkileri bulunmaktadır. Bu etkilerin sürdürülebilirlikle doğrudan ilişkisi vardır:
- Arılar, bitki çeşitliliği ve tozlaşması için en önemli rol oynayan polinatör türlerinden biridir. Arıların polinasyonu olmadan, birçok tarım ürünü ve doğal bitki türü üretimi zorlaşabilmekte veya bazı durumlarda imkânsız hale gelebilmektedir.
- Arılar, doğal yaşam ve tarım alanlarında biyoçeşitliliği muhafaza etmede ve geliştirmede önemli bir rol oynamaktadır. Arıcılık faaliyetleri, biyoçeşitlilik açısından zengin olan bölgelerdeki arı popülasyonlarını artırabilmektedir.
- Arıcılık, yerel toplulukların gelişmesine pozitif etkisi bulunan bir faaliyettir.
- Birçok kişiye istihdam sağlayan bu sektör ayrıca tarım ve gıda endüstrisinde de yeni fırsatlar yaratma potansiyeli taşımaktadır.
İklim değişikliği kaynaklı mevsim normallerinin üzerinde veya altında seyreden hava sıcaklıkları sebebiyle Türkiye’de bal üretimi son yıllarda inişli çıkışlı bir grafik izlemektedir. 2017 yılında 114.471 ton ile 2022 yılına kadar pik yapan bal üretimi miktarı, 2021 yılında pik yıla nispetle %16 düşmüş, 2022 yılında ise 2021 yılına göre yaklaşık %23 yükselerek 2017 yılının üretim rekoru kırılmıştır.2 2020-2021 yıllarındaki düşüşlerde, bal üretiminde kritik rolü bulanan bir böcek türünün mayıs ayındaki olağan dışı sıcaklıklardan olumsuz yönde etkilenmesinin temel sebep olduğu değerlendirilmektedir.3 Bal üretiminde lider konumda olan Muğla’nın yerini Ordu’ya bırakmasının sebebi olarak da bu sıcaklık artışları gösterilmektedir.
Sürdürülebilir arıcılık uygulamaları kapsamında değinilmesi gereken köşetaşı niteliğinde belli başlı hususlar şunlardır:
- Arıların doğal yaşam alanlarının korunması, arıların doğal besin kaynaklarına erişimini ve sağlıklı bir yaşam sürdürmelerini sağlar. Bu ise, arıların su kaynaklarına, bitkilerin doğal yetiştiği alanlara ve ormanlara erişebilmelerini mümkün kılar. Doğal besin kaynaklarına erişim; arıların bal, polen ve nektar gibi doğal yemlerle beslenmeleri demektir.
- Sürdürülebilir arıcılık uygulamaları, pestisit, herbisit ve diğer kimyasal kullanımını azaltmayı amaçlar. Böylece, arıların sağlığı ve balın kalitesi korunur.
- Arıların sağlığına özen göstermek, arıların yaşam sürelerini uzatır ve üretimlerini artırır. Arıların sağlığına gösterilecek özenin önemli bileşenleri; arıların düzenli olarak kontrol edilmesi, hastalıkların ve parazitlerin önlenmesi ve doğal ilaçların kullanılmasıdır.
- Arıcılık ürünlerinin üretimi sırasında, atıkların azaltılması, enerjinin tasarrufu ve doğal kaynakların korunması gibi çevresel etkileri azaltmaya yönelik tedbirlerin hayata geçirilmesi amaçlanır. Örneğin, arı peteklerinin geri dönüştürülmesi veya yeniden kullanılması, sıvı bal üretimi için enerji tasarrufu sağlar.
- Sürdürülebilir arıcılık uygulamalarını benimseyen çiftçilere eğitim vermek ve bilinçlendirmek, bu uygulamaların yayılmasına yardımcı olur. Profesyonel arıcıların artışıyla birlikte arıların korunmasına, arı ürünlerinin kalitesinin ve toplum refahının artmasına katkı sağlanır.4
Ek olarak şu noktada vurgulanmalıdır ki, ISO 22005:2008 (Yem ve Gıda Zincirinde İzlenebilirlik Standardı) yoluyla arıcılık faaliyetlerinde veri toplanması ve veri toplamanın sistematikleştirilmesi sektörün gelişimine katkı sunacaktır. Kalite standardı sayesinde koloni yönetimi ve arıların sağlığının korunması gibi süreçlerin takibi daha detaylı yapılacak ve olası sorunların önüne geçilebilecektir.
Arıcılığın polinasyon, biyoçeşitlilik gibi konulardaki pozitif etkileri de düşünülerek mevcut risklerin fırsata çevrilmesi gerekmektedir. Ülkemizde arıcılık sektörünün potansiyeli ve ülkemiz ikliminin arıcılığa elverişli olması, bu sektöre yönelik birçok fırsat yaratmaktadır. Söz konusu fırsatların sürdürülebilir arıcılık faaliyetleri ile birleştirilerek katma değer sağlanması, sürdürülebilir kalkınma açısından önemli bir rol oynamaktadır. Genç girişimciler ve kadınların bu faaliyetlerde yer alabilmesi için hibe koloniler, kurslar ve düşük faizli kredi uygulaması benzeri destekler ile arıcılığın teşvik edilmesi önem taşımaktadır.5 Mevcut koloni sahiplerinin de bilimsel ve teknik eğitimler ile güncel teknolojik gelişmelerden haberdar edilmesi, güncel içeriklerle sürekli tekrarlanması gereken destekleyici bir faaliyettir.
Dipnotlar:
1) Food and Agriculture Organization (Aralık, 2022). Tarım ve Hayvancılık Ürünleri, 2022. Erişim Adresi:https://www.fao.org/faostat/en/#data/QI
2) Türkiye İstatistik Kurumu (Şubat, 2023). Hayvansal Üretim İstatistikleri, 2022. Erişim Adresi: https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Hayvansal-Uretim-Istatistikleri-2022-49682
3) Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü (Mart, 2021). Ürün Raporu Arıcılık, 2021. s. 10 Erişim Adresi: https://arastirma.tarimorman.gov.tr/tepge/Belgeler/PDF%20%C3%9Cr%C3%BCn%20Raporlar%C4%B1/2021%20%C3%9Cr%C3%BCn%20Raporlar%C4%B1/Ar%C4%B1c%C4%B1l%C4%B1k%20%C3%9Cr%C3%BCn%20Raporu%202021-320%20TEPGE.pdf
4) Kösoğlu, Mustafa vd. (2021). “Arıcılıkta Sürdürülebilirlik Mümkün Mü?” ss: 6-10.
5) Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü (Mart, 2021). Ürün Raporu Arıcılık, 2021. s. 14 Erişim Adresi: https://arastirma.tarimorman.gov.tr/tepge/Belgeler/PDF%20%C3%9Cr%C3%BCn%20Raporlar%C4%B1/2021%20%C3%9Cr%C3%BCn%20Raporlar%C4%B1/Ar%C4%B1c%C4%B1l%C4%B1k%20%C3%9Cr%C3%BCn%20Raporu%202021-320%20TEPGE.pdf