Sorumlu yatırım anlayışı çerçevesinde uluslararası yönelim sürdürülebilir finans ürünlerine doğru ilerliyor. Bunun başta gelen göstergelerinden biri olan yeşil tahvil piyasası da aynı şekilde evrilmeye ve gelişmeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta gerçekleşen Yeşil Tahvil Prensipleri (Green Bond Principles- GBP) Yıllık Genel Kurulu bunu gösterdi.
Hong Kong’da gerçekleşen Genel Kurul Toplantısı oturumlarında geçtiğimiz sene boyunca GBP çalışma grupları tarafından yapılan gelişmeler özetlendi. Yapılan tartışmalar değerlendirildiğinde, önümüzdeki dönemde yeşil tahvil piyasasını şekillendirmeye ve standartlaştırmaya yönelik bir yol haritasının bizi beklediğini görüyoruz.
GBP’deki güncellemeleri beş temel başlıkta özetleyebiliriz:
1. İhtiyaçlara göre güncellemeler: GBP ve Sosyal Tahvil Prensipleri (SBP) kılavuz dokümanlarında birtakım güncellemeler gerçekleştirildi. Bu güncelleme ile, gelir kullandırımı kriteri için projelerin aşağıdaki beş adet çevresel amaç kategorisinden biriyle uyumlu olması beklentisi getirildi.
2. İkinci taraf görüşleri: Dış görüş, yani ikinci taraf görüşü toplantı ve konferanslar sırasında üzerinde en çok durulan hususlardan biri oldu. Bir yeşil/sosyal/sürdürülebilir tahvilin bu şekilde tanımlanabilmesi için bağımsız ikinci bir tarafın ilgili yeşil tahvil çerçevesini değerlendirmesi yatırımcı nezdinde önem taşıyor. Yeşil tahvil ihraçlarına bu alanda sağlanan dış görüş hizmetlerinin içeriği ve standartları da eşit derecede önemli. Görüş hizmetinin çevresel ve sürdürülebilir kriterlere hakim bir kurum tarafından bağımsız bir duruş ile sağlanması yatırımcı nezdinde değerli bulunuyor.
Yeşil/sosyal tahvil ikinci taraf görüş raporlarına ortak bir bakış açısı getirmesi amacıyla “Dış Görüş (External Review) Kılavuzu” yayınlandı. Bu kılavuz, ikinci taraf görüşü, değerlendirme, rating gibi dış inceleme hizmeti sağlayan şirketlerin farklı çalışmalarının standartlaşmasına yönelik bir çerçeve sunuyor.
3. Etki Raporlamasının Önemi: Kılavuzlardaki diğer güncellemeler daha çok tanımlamalar üzerine odaklanıyor. Bununla birlikte güncellemeler aynı zamanda etki raporlamasının (impact reporting) da öneminin altını çiziyor. Etki raporlaması, yatırımcıların en çok üzerinde durduğu noktalardan biri. Yatırımcılar tarafından yatırım yaptıkları tahvillerin performans ve etkisini değerlendirebildikleri birincil kaynaklar etki raporları olduğu için bu raporlar yatırımcılar nezdinde kıymetli. GBP’nin yaptığı bir anket araştırmasına göre, yatırımcıların %70’i aldıkları yeşil/sosyal/sürdürülebilir tahvillerde etki raporlaması yapılmasını talep ediyor. İhraççılar ise etki raporlamasında etkilerin ölçümlenmesi konusunda yönlendirmeye ihtiyaç duyuyor.
Etki raporlamasının istenen amaca ulaşması için bu raporlamanın tahvil ihracından itibaren sadece bir kez değil, vade bitiminin sonuna kadar, düzenli olarak yapılması gerekiyor. Bu konunun altını çizmek adına, prensiplere, etki raporlamasının tahvil ihracının vade bitimine kadar zamanlı olarak yapılmasına yönelik ifadeler eklendi.
Etki raporlamasında üstünde durulan bir başka husus da raporlama metriklerinin geliştirilmesiydi. Toplantılardaki genel konsensüs, farklı piyasalardaki ekonomik ve sektörel farklılıkları kapsayabilecek çatı taksonomiler ve metrikler geliştirilmesi ve etki raporlamalarının bu çatı metrikler üzerine detaylandırılması üzerineydi. Bu doğrultuda geliştirilen metrik sistemlerine, bu ay “Temiz Ulaşım” da eklendi.
Bu sonuçlar bize şunu gösteriyor: Özellikle sosyal tahvillerin etki raporlaması ile ilgili sektörde soru işaretleri bulunuyor. GBP Sekreteryası bu darboğaza yönelik olarak “Sosyal Tahviller için Uyumlaştırılmış Etki Raporlama Çerçevesi” dokümanını yayınladı.
4. Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SDG’ler) odak: Günümüzde SDG’ler sadece kamusal kalkınma gündeminde değil, sorumlu finans yatırımları kapsamında da ele alınmaya başlandı. Şirketler faaliyetlerini ve ürünleri SDG’lerle ilişkilendirmeye, hatta bunu bir sonraki adıma taşıyıp SDG’leri finanse etmek için SDG temalı tahviller ihraç etmeye başladı. SDG’lerin gelişmesi amacıyla kurgulanan finans ürünlerinin sayısının gelecekte de artması bekleniyor. Bu doğrultuda, yeşil ve sosyal tahvil proje kategorileri, SDG’ler ve alt hedefleri ile haritalandırılarak ilişkilendirildi. Toplam 15 SDG, farklı alt hedefleri ile Yeşil Tahvil Prensipleri perspektifinde yatırım yapılabilir kategori olarak kabul edildi. Uluslararası Sermaye Piyasaları Birliği (ICMA)’nın yapmış olduğu SDG haritalandırma çalışması gelecek dönem ihraç edilecek yeşil ve sosyal tahviller için yol gösterici olacak.
5. Ulusal/bölgesel yeşil tahvil standartları: Ülkemizde henüz yeşil/sosyal tahvillerin standartları ile ilgili bir çerçeve bulunmuyor, ancak dünyada ulusal ve bölgesel yapılanmalarda standartlaşmaya yönelik bir akım olduğu gözleniyor. Örneğin Çin’de Merkez Bankası ve Devlet Planlama Teşkilatı’nın düzenlemiş olduğu iki farklı yeşil tahvil standardı bulunuyor. Güney Asya Ülkeleri Birliği ASEAN, benzer bir çalışma hazırlıyor. AB de geçtiğimiz aylarda yayınladığı Sürdürülebilir Finans Eylem Planı’nda yeşil tahvillere yönelik bir standart/sertifikasyon sistemi planladıklarını belirtti. Ulusal standart/çerçeveler gelecek dönemde ihraççıların takip etmesi gereken bir konu olarak görünüyor.
Özetle, gerçekleştirilen GBP Genel Kurulu ve Konferansı, gelecek dönemde daha olgun, standart ve prensiplere dayalı ve sürekli gelişmeye açık bir yeşil tahvil dünyasının bizi beklediğini gösteriyor.