Escarus

Sürdürülebilirlik ve Bilişim Teknolojileri

Paylaşım TarihiEylül 17, 2021

Bilişim teknolojileri (BT), her türlü elektronik veriyi oluşturmak, işlemek, depolamak, güvence altına almak ve değiştirmek için herhangi bir bilgisayar, depolama, ağ veya diğer fiziksel cihazların, altyapının ve süreçlerin kullanılmasına denmektedir ve 4 ana kategoriyi kapsamaktadır:1

 

  • Ekipman: Bilgilerin toplanması, saklanması ve işlenmesi için kullanılan gereçlerdir.
  • Donanım: Bilgilerin toplanması, saklanması ve işlenmesi için kullanılan teknolojik sistemlerdir.
  • Yazılım: Bilgilerin toplanması, saklanması ve işlenmesi için kullanılan teknolojik cihazların önemli yapılarından biridir.
  • Hizmet: Çoğunlukla saklama ve sunum faaliyetlerinin sağlandığı kategoridir.2

 

Sürdürülebilir veya yeşil BT, bilgi teknolojileri ürünleri üretimini, yönetimini, kullanımını ve bertarafını çevreye verilen zararı en aza indirecek şekilde tanımlamak için kullanılan bir terimdir.3  Bir kavram olarak sürdürülebilirlik uzun süredir gündemde olmakla beraber son yıllarda bir yaklaşım olarak hemen her alanda etkisini göstermektedir ve bundan sonra daha fazla gösterecektir. Her alanda sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak yeni teknolojiler geliştirilmesiyle doğrudan bağlantılı olan bilişim teknolojilerinin bu yönelimden etkilenmemesi söz konusu değildir.

İnternette aratılan her bilgi, gönderilen her e-posta, yapılan her çevrim içi toplantı belli bir enerji tüketimine sebep olmaktadır. Konu bitcoin benzeri kripto para üretiminde kullanılan blok-zincir teknolojisi olduğunda enerji tüketimleri çok daha yüksek miktarlara çıkabilmektedir. Bu yönüyle BT ürünlerinin kullanımı kaçınılmaz biçimde çevresel etkiler doğurmaktadır. Teknoloji ürünlerinin üretiminden bertarafına kadar olan süreçler de ciddi bir sera gazı salımına yol açmaktadır. Dolayısıyla hayatı ve işi kolaylaştıran BT araçları, sürdürülebilirlik arayışında mercek altına alınması gereken bir faktördür.

Bilişim teknolojilerinde sürdürülebilir olmak şirketler tarafından bazı durumlarda göz ardı edilmektedir. Bir dizüstü bilgisayar, ilgili madenlerin çıkarılmasından makinenin imalatına kadarki süreçte ortalama 316 kilogram CO2 salımına sebep olmaktadır. Yine aynı sürecin tamamlanması için dizüstü bilgisayar başına 190 bin litre su ve 1,2 ton hammadde kullanılmaktadır.4  Üretimden bertarafa kadar, yaşam döngüsünün tamamı göz önünde bulundurulduğunda ortaya çarpıcı sonuçlar çıkmaktadır. Tam bu yüzden kurumlar ve şirketler, masaüstü veya dizüstü bilgisayar alımı gerçekleştirirken bunların enerji-verimli ürünler olup olmadığını sorgulamalıdır. Aynı zamanda satın alma ve operasyon politikalarına bilişim teknolojilerinde sürdürülebilirlik ilkelerini entegre etmeli ve sürdürülebilir bilişim teknolojileri stratejileri için yol haritalarını oluşturmalıdırlar.

Elektronik atıklar dünyada en hızlı artmakta olan atıklar arasında bulunmaktadır. 2019 yılında, son 5 yıl içerisinde %21 artışla 53,6 milyon elektronik atık üretilmiştir.5  Elektronik atıkların bir kısmı tehlikeli, bir kısmı değerli, bir kısmı geri dönüştürülebilir malzemeler olarak ayrıştırılmaktadır. Elektronik atıkların ayrıştırılması, insan gücünün nispeten daha değerli olduğu gelişmiş ülkelerde ekonomik olarak yeterince kârlı olmadığından bu tip atıklar daha az gelişmiş olan ülkelere genellikle yasal olmayan yollarla ihraç edilmektedir. Daha az gelişmiş ülkelerde ise elektronik atık bertarafı daha az teknolojik metotlarla yapılmakta, görece zayıf regülasyonlardan dolayı daha yüksek olumsuz çevresel etki ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra kullanılan kimyasallar da bu sektörde çalışan insanların sağlığını etkilemektedir.

Kurumların bilişim teknolojileri kaynaklı karbon ayak izinin 2025 yılı itibarıyla 463 milyon aracın veya 256 milyon evin yıllık elektrik kullanımına eşdeğer olması beklenmektedir.6  Bu yüzden kurum ve şirketlerin operasyonlarında ve veri merkezlerinde sürdürülebilirlik bakış açısıyla önlemler almaları gerekmektedir. Veri merkezlerinde soğutma sistemlerinin en verimli şekilde çalışabileceği düzenlemeler, aşırı soğutma yerine yeterli soğutma, enerji-verimli güç kaynakları kullanma, mümkün olduğu durumlarda bulut teknolojilerini kullanma gibi seçeneklerin değerlendirilmesi önem taşımaktadır. Çalışanlar da kullandıkları bilgisayarların ve monitörlerin uyku modunu kısa sürelere konfigüre ederek pozitif bir etki yaratabilirler.

Teknoloji devi Microsoft, sürdürülebilirlik ile ilgili yaptığı çalışmalarla konunun önemine parmak basmaktadır. Microsoft:

  • 2020 Ocak ayında 1 milyar ABD doları kaynak ile İklim İnovasyon Fonu’nu (Climate Innovation Fund) karbon giderme ekosistemlerinin yaygınlaştırılmasını hızlandırmak için hayata geçirmiştir.
  • Su altı veri merkezleri konusunda çalışmalar yaparak daha az enerji tüketen veri merkezlerini test etmektedir.
  • Sorumlu Hammadde Tedarik Politikası ile birlikte üretim süreçlerinde sürdürülebilirliği bir politika haline getirmiştir.7
  • 2023 yılında veri merkezlerinin elektrik ihtiyaçlarının %70’lik kısmını, 2025 yılında ise tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayacağını taahhüt etmiştir.
  • Departmanların daha sürdürülebilir operasyon sağlamaları için iç karbon fiyatlandırması uygulamaktadır.8

 

 

 

 

 

Microsoft gibi diğer teknoloji devleri de -Apple, Amazon, Google, Samsung gibi- veri merkezlerinde akıllı soğutma sistemlerine ve yenilenebilir elektrik tedarikine yatırım yapmaktadırlar.

Dünya teknoloji devleri gittikçe yükselen bir bilinçle sürdürülebilirlik çabalarına katılıyor olsalar da küresel çapta bu konuda yapılan çalışmalar halen yeterli ve tatmin edici seviyelerin çok gerisindedir.

BT devlerinin bu konudaki yaklaşımları kadar önemli olan bir diğer unsur, tüketici tarafında belirleyici bir rolü olan kurumsal yapıların tutumudur. Kurumsal yapıların bilişim teknolojileri kaynaklı sera gazı emisyonlarını ölçmeleri standartların veya bu konudaki derecelendirme mekanizmalarının karmaşıklığı sebebiyle kolay olmamaktadır. Veri saklama ve paylaşma, yapılan çevrim içi aramalar gibi işlemlerin bir karbon salımına sebep olduğu çoğu profesyonel tarafından fark edilmemekte veya dikkate alınmamaktadır. Bu yüzden teknoloji ürünleri satılırken sürdürülebilirlik konularının pazarlama-satış stratejilerine dahil edilmesi ve ürünlerin karbon ayak izi gibi faktörlerin değerlendirmeye sunulması küresel çapta bir bilinç artışı için elzem gözükmektedir.

Özetlemek gerekirse, bilişim teknolojilerinde sürdürülebilirlik henüz yeterince ön planda tutulmamaktadır. Sürdürülebilir bir BT dünyası için sadece ürünlerin kullanımının değil, üretimi ve bertarafının da dikkatle ele alınması gerekmektedir. Elektronik atıkların gelecek yıllarda çok daha fazla artması beklendiğinden geri dönüşüm çalışmalarına ağırlık verilmesi önem taşımaktadır. Büyük bilişim devlerinin sürdürülebilirlik yönünde dikkate değer adımlar atmış olmaları, henüz tedarik zincirinin bütün aşamalarına yaygınlaşmış bir nitelik arz etmemektedir. Tüketici konumundaki kurumsal yapıların da konunun kritikliğini anlayıp yeni tutumlar belirlemelerine ihtiyaç vardır. Hem insan sağlığı hem çevre ve iklim boyutları düşünüldüğünde, enerji ve kaynak verimli modern BT ürün ve sistemlerinin yaygınlaştırılması gerekmektedir.

Dipnotlar:
1 https://searchdatacenter.techtarget.com/definition/IT 
2https://istanbulbogazicienstitu.com/bilisim-teknolojileri-nedir-ne-ise-yarar 
3 https://www.cio.com/article/2437751/environmentally-sustainable-it-definition-and-solutions.html  
4 https://circularcomputing.com/what-is-sustainable-it 
5 https://www.capgemini.com/wp-content/uploads/2021/05/Sustainable-IT_Report.pdf 
6 https://www.capgemini.com/wp-content/uploads/2021/05/Sustainable-IT_Report.pdf  
7 https://www.microsoft.com/en-us/corporate-responsibility/sustainability/products-services-devices 
8 https://blogs.microsoft.com/blog/2020/01/16/microsoft-will-be-carbon-negative-by-2030/ 

Yusuf Sağ

Yusuf Sağ