Paylaşım TarihiOcak 17, 2024
İnsanların daha sürdürülebilir seçeneklere meylinin arttığı bir dönemde paylaşım ekonomisi, konaklama ve ulaşım başta olmak üzere günlük hayata dair pek çok ihtiyacı karşılamak için sürdürülebilir bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Ancak, literatürde kavramın kapsamına ilişkin birçok farklı kabulün bulunması, paylaşım ekonomisi için standart bir tanım yapılmasını zorlaştırmaktadır. Bu kaynaklara yönelik bibliyografik analizler incelendiğinde, en çok atıf yapılan tanımın “kişilerin sahip oldukları varlıklara ait kullanım dışı kapasitelere, kendi aralarında kurdukları doğrudan etkileşimle geçici erişim sağlaması” olduğu görülmektedir.¹ Burada bahsi geçen varlıklar, kullanım ömrü boyunca birden fazla kişi tarafından kullanılması mümkün olan araba, ev, kıyafet, el aletleri, araç park yerleri, bilgisayar hafızası ve benzeri birçok unsuru ifade etmektedir. Paylaşım ekonomisi, kişilere ilave ekonomik kazanç imkânı sunması, çevre dostu tüketim yöntemlerini ve sosyal eşitliği teşvik etmesi gibi yönleriyle sürdürülebilir kalkınmaya doğrudan katkı sağlamaktadır.² Son dönemde, AirBnB, Uber, Car2Go ve benzeri küresel ve/veya yerel ölçekteki dijital platformların geliştirilmesi, bu yöntemin geniş kapsama alanlarında, çok daha etkin ve düşük maliyetli şekilde uygulanması fırsatını beraberinde getirmektedir. Öte yandan, paylaşım ekonomisinin uzun vadede sürdürülebilir olup olmadığını objektif bir şekilde değerlendirebilmek için mevcut ve ileriye dönük olumsuz etkilerinin olup olmadığını da iyi analiz etmek gerekmektedir.
Paylaşım ekonomisine dahil olan ürünlere, kişilerin daha kolay ve ucuz bir biçimde erişebilmesinin, kullanım miktarlarında beklenenin üstünde artışa neden olabileceği düşünülmektedir. Geri tepme etkisi (“rebound effect”) olarak da adlandırılan bu durumun, doğal kaynak kullanımlarında, sera gazı emisyonlarında, enerji tüketim değerlerinde artış yaşanması gibi olumsuz çevresel etkilere sebebiyet vermesi mümkündür.3 Geri tepme etkisi, paylaşılan ürünlerin kullanımında ilave artışa neden oluyorsa doğrudan, ürünlerin paylaşılmasından elde edilen tasarruflar kullanılarak diğer ürünlerin tüketiminde artışa neden oluyorsa dolaylı geri tepme etkisi olarak adlandırılmaktadır. Tüketicilerin paylaşım ekonomisinin sunduğu uygun fiyatlı konaklama sayesinde elde ettikleri tasarrufların konaklama sürelerini artırması doğrudan geri tepme etkisine örnektir. Buna karşılık, tasarrufların uçak seyahati gibi daha karbon emisyonu yoğun yeni ürünler/hizmetler satın almak için kullanılması, dolaylı geri tepme etkisine yol açmaktadır.4 Tüketimin gerçekleştiği kaynağın biliniyor olması nedeniyle doğrudan geri tepme etkilerine yönelik bir değerlendirme ve analiz yapmak görece kolay olsa da dolaylı geri tepme etkileri için aynı kolaylık söz konusu değildir. Bunun temel nedeni, kişilerin tasarruflarının büyüklüğüne bağlı olarak faydalanmayı seçtikleri yeni ürün/hizmet türlerinde görülen farklılıkların, dolaylı geri tepme etkilerinin takip edilmesini ve hesaplanmasını hayli zor kılmasıdır.
Paylaşım ekonomisinin çevresel etkileri ve potansiyel faydalarının tespiti için İskandinav bölgesindeki ulaşım, konaklama ve diğer sermaye malları için başlatılan paylaşım ekonomisi girişimlerinin faaliyetlerini analiz eden bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, potansiyel geri tepme etkilerine rağmen, ulaşım sektöründeki paylaşım ekonomisi uygulamalarının özel araç sahipliği ve kullanım oranlarında sağladığı düşüşün sera gazı emisyonlarında umut verici bir azalmayı beraberinde getirdiği ortaya konulmuştur. Ayrıca, dolaylı geri tepme etkisinin araç paylaşım üyesi başına yılda yaklaşık 3,8 ton CO2e sera gazı emisyonuna ulaşabileceği hesaplanmıştır. En nihayetinde, araç paylaşımı uygulamalarına dahil olan kişilerin tasarruf miktarlarının ve bunları harcadıkları ürün/hizmet türlerinin, dolaylı geri tepme etkisinin boyutları için kritik düzeyde belirleyici olduğu görülmüştür.5
Kişilerin araç paylaşım faaliyetlerinden elde ettikleri tasarruflarla yaptıkları harcamaların neden olduğu geri tepme etkilerine ilişkin nicel verilerin sunulduğu bir diğer vaka çalışmasında, özel araç sahibi olmayı bırakan kişilerin bireysel karbon ayak izlerini yaklaşık %40 oranında azalttıkları görülmüştür. Arabasız yaşam tarzına sahip kişiler araç paylaşım uygulamalarını kullanmaya başladıklarında ise, bu kişilerin bireysel karbon ayak izlerinde yaklaşık %0,70 oranında küçük bir artış olduğu tespit edilmiştir. Öte yandan, araç sahiplerinin tasarruflarıyla farklı sektörlerdeki ürünler/hizmetler için yaptıkları harcamaların artmasının yarattığı dolaylı geri tepme etkileri nedeniyle, bireysel karbon ayak izlerinde %85’e varan bir artış olabileceği sonucuna varılmıştır.6
İsveç’te üç ürün grubunun (otomobiller, küçük elektrikli aletler ve ofisler) paylaşım ekonomisindeki faaliyetlerinden kaynaklı sera gazı emisyonlarını, kaynak kullanım değerlerini ve oluşan atık miktarlarını ortaya koyan bir değerlendirme çalışması yapılmıştır. Ulusal ölçekte gerçekleştirilen bu çalışmada, mevcut ofislerin paylaşım ekonomisine dahil edilmeleri durumunda 164 ila 243 KtCO2e/yıl miktarında sera gazı azaltım potansiyeli olduğu hesaplanmıştır. Öte yandan, İsveç’teki araçların %80’inin paylaşım ekonomisine dahil edilmesi halinde 0,5 ila 3,7 MtCO2e/yıl sera gazı azaltımı sağlanabilecek olması, araç paylaşımı uygulamalarında emisyon azaltım potansiyelinin çok daha yüksek olduğunu göstermiştir. Mevcut dizel ve benzinli araçların elektrikli araçlarla ikame edildiği senaryoda ise emisyon azaltım değerinin 8,2 MtCO2e/yıl’a ulaşabileceği hesaplanmıştır. Bu çalışmada, paylaşımlı kullanımdan ötürü daha ekonomik ve erişilebilir bir seçenek haline gelen araçla ulaşıma yönelik artan talep sonucunda oluşabilecek geri tepme etkisi de değerlendirilmiştir. Bu etkiyle mücadele edebilmek ve araç paylaşımını daha çevreci bir yöntem haline getirmek için fosil yakıtlı araçlar yerine elektrikli araçların araç paylaşım ekosistemine dahil edilmesine yönelik bir öneri sunulmuştur.7
Tüm bu bulgular, ulusal/uluslararası politikalarda paylaşım ekonomisini teşvik ederken, ürün gruplarına özgü potansiyel geri tepme etkilerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini göstermektedir. Paylaşım ekonomisi için risk ve fırsatlar daha detaylı analiz edilmeli, iyileştirmeye yönelik ilave adımlar belirlenmeli ve bunlar makro ölçekli planlar dahilinde hayata geçirilmelidir. Paylaşım ekonomisinin geri tepme etkilerini azaltmak/önlemek için kullanıcılar bilinçlendirilmeli ve sürdürülebilir şirket uygulamaları benimsenmelidir. Araç paylaşımında fosil yakıtlı araç filolarından kaçınılmalı ve elektrikli araçlar bu ekosisteme dahil edilmelidir. Ofisler için de alınabilecek tedbirler mevcuttur: Büyük boş ofis alanları azaltılmalı, çoklu kullanımı teşvik edici ve kolaylaştırıcı düzenlemeler yapılmalı, toplam ısıtılan zemin alan azaltılmalı ve mevcut binaların verimli kullanımı önceliklendirilmelidir. Paylaşım ekonomisi uygulamalarının önemli geri tepme etkilerine neden olmadan gerçekleştirilebilmesi için, kullanım modellerinde ve tüketim alışkanlıklarında değişikliklere açık olma durumu gibi davranışsal konulara yönelik ampirik veriler üzerinden daha fazla çalışma yapılmalıdır.8 Ayrıca, işletmeler ve politika yapıcılar, sürdürülebilirliği destekleyen bir paylaşım ekonomisi ekosistemi yaratmanın bireysel tüketim değerlerindeki azalmalara paralel olarak ürün gruplarına yönelik taleplerde düşüşler yaşanması gibi olası sonuçlar konusunda hazırlıklı olmalıdır.9
Paylaşım ekonomisindeki geri tepme etkilerinin diğer birçok hususta olduğu gibi bireysel tercihlerden kaynakladığını söylemek mümkündür. Tam da bu yüzden, sürdürülebilir bir gelecek için öncelikle davranışsal etkilerin gözden geçirilmesi ve kalıcı davranış değişikliklerine yol açacak bilinçlendirme faaliyetleri yürütülmesi önemini korumaktadır.
Referanslar
1) Curtis, S. K., & Lehner, M. (2018). Defining the Sharing Economy for Sustainability. Sustainability 2019, 11, 567. https://www.mdpi.com/2071-1050/11/3/567
2) Boar, A., & Bastida, R. (2020). A Systematic Literature Review. Relationships between the Sharing Economy, Sustainability and Sustainable Development Goals. Sustainability 2020, 12, 6744. https://www.mdpi.com/2071-1050/12/17/6744
3) Meshulam, T., Vivanco, D. F., Blass, V., & Makov, T. (2022). Sharing economy rebound: The case of peer-to-peer sharing of food waste. Journal of Industrial Ecology, 27(3). https://www.researchgate.net/publication/363159100_Sharing_economy_rebound_The_case_of_peer-to-peer_sharing_of_food_waste
4) Pouri, M. J. (2021). Eight impacts of the digital sharing economy on resource consumption. Resources, Conservation and Recycling (Vol.168). https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0921344921000410?via%3Dihub
5) Skjelvik, J. M., Erlandsen, A. M., & Haavardsholm, O. (2017). Environmental Impacts and Potential of the Sharing Economy. Nordic Council of Minister. https://norden.diva-portal.org/smash/get/diva2:1145502/FULLTEXT01.pdf
6) Vélez, A. M. (2022). Economic impacts, carbon footprint and rebound effects of car sharing: Scenario analysis assessing business-to-consumer and peer-to-peer car sharing. Sustainable Production and Consumption (Vol.35). https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2352550922003001
7) Harris, S., Mata, E., Plepys, A., & Katzeff, C. (2021). Sharing is daring, but is it sustainable? An assessment of sharing cars, electric tools and offices in Sweden. Resources, Conservation and Recycling (Vol.170). https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0921344921001920
8) Harris, S., Mata, E., Plepys, A., & Katzeff, C. (2021), a.g.e.
9) Frenken, K. (2017). Political economies and environmental futures for the sharing economy. The Royal Society Publishing. https://royalsocietypublishing.org/doi/full/10.1098/rsta.2016.0367