![390_2_şimal 2](https://escarus.com/wp-content/uploads/2023/12/390_2_simal-2.png)
Paylaşım TarihiAralık 3, 2019
İklim değişikliği konusu geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler’in çokça ses getiren İklim Zirvesi sonrası dünya gündeminde yeniden üst sıralara tırmandı. İklim değişikliği konusu, değişikliğin olası etkilerini azaltmayı kendilerine hedef edinmiş İklim Eylem Ağı (Climate Action Network), Greenpeace gibi belli başlı sivil toplum örgütlerinin ajandasında sürekli olarak bulunuyor; ancak kimi zaman özel sektör ve kamu kuruluşları tarafından öncelik sıralamasında gerilere gidebiliyor. Bu durumun çeşitli nedenleri olmakla birlikte, iklim değişikliğinin uzun vadede ve yalnızca sınırlı alanları yakından etkileyeceğinin düşünülmesi, bu etkilerin neleri tetikleyebileceğinin yeterince iyi fark edilememesi başta gelen faktörler olarak öne çıkıyor. Kimi kurumların kendi faaliyetlerinin iklim değişikliğinin yaratacağı etkinin kapsamı dışında yer aldığına inanıyor olması kuvvetle muhtemel; ancak iklim değişikliği, -düşünülenin aksine- etkileri bir sektörden diğerine sıçrama riski bulunan bir sorun ve yalnızca günlük yaşamı değil, iş yaşamını ve kamusal etkinlikleri de ciddi anlamda tehdit edecek bir potansiyele sahip.