Escarus

Küresel Isınma: Dünyanın İki Ucu

Paylaşım TarihiAğustos 3, 2022

Küresel çapta bir sorun olduğu artık herkesçe kabul gören küresel ısınmayla nasıl mücadele edileceği konusunda birbirinden farklı pek çok görüş mevcuttur. Radikal tedbirler alınması ve ortalama konfor standartlarından vazgeçilmesi gerektiğini savunanlar olduğu gibi kimi iyimserler gelişen teknolojinin bu sorunu çözmeye imkân verecek seçenekleri kendiliğinden üreteceğini iddia etmektedir. Küresel ısınmayı durdurmaya yönelik çözüm önerileri farklılaşsa da bu kritik sorunun düğüm noktası hâlâ aynıdır: Somut adımların sayısı olması gerektiği kadar yüksek değildir ve bu hızla devam edilirse küresel ısınmanın yol açtığı etkilerin sonuçları gittikçe daha dramatik bir hal alacaktır.

Esasında son dönemde çok daha fazla gözlenen sıradışı meteorolojik olaylar, olabilecekler konusunda açık ipuçları sunmaktadır. Mevsimlerdeki kaymalar, kum fırtınaları, sıcaklık dalgalanmaları, ülkemizde yaşanmasına pek alışık olmadığımız hortum olayları ya da 2017 yılı Süper Hücre olayı gibi örnekler aşırı hava olaylarının olası seyri konusunda bir fikir vermektedir. Tayfun, kasırga, yangın ve sel gibi sıradışı olayların yol açtığı tahribatlar da tahminlerin ötesinde büyük olabilmektedir. Örneğin 240 gün süren 2019 Avustralya yangınında yaklaşık 80.000 km2 (11.200.000 futbol sahası büyüklüğünde) alan kül olmuştur. 2020 yılında ise 19. yüzyıldan beridir kayıt altında tutulan sıcaklık değerlerine göre, Kuzey Kutbunda sıcaklıklar ilk kez 38 santigrat dereceye ulaşmış ve bu sıcaklık artışı, dondurucu soğukları ile bilinen Sibirya’da orman yangını sebebiyle 20.000 km2 (2.800.000 futbol sahası büyüklüğünde) yeşil alanın tahrip olmasına yol açmıştır. Eriyen buz kütlesi ise aynı yılında Mayıs ayında Norilsk’de yakıt sızıntısı yaşanmasına sebep olmuştur. 2022 yılında Türkiye’de iklim değişikliği kaynaklı bazı olaylar arasında; kış mevsiminin baharla birleşip uzaması, yaz günlerinde su baskınları ve sel felâketlerinin yaşanması, tarım alanlarının çekirge veya tırtıllar tarafından istilası, Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde kum fırtınası ve toz bulutları yer almaktadır. Küresel çapta yaşanan bu gibi felaketlerin uygun önlemler alınmazsa gittikçe artacağı ve etkilerinin zamanla daha da yıkıcı olacağı öngörülmektedir.

Olası etkilerin nasıl ve ne surette ortaya çıkacağı da üzerinde durulması gereken bir konudur. Örneğin hızla eritmekte olan buzul kütlelerinin deniz seviyesini yükselteceği, sellere ve iklim dalgalanmalarına sebep olacağı aşikârdır. Ancak buzullardaki erimenin sonuçları bunlarla sınırlı kalmayacaktır. Sibirya’da eriyen buz kütlelerinin deniz yatağı üzerinde kabarcıklar oluşturduğu görülmektedir. Bu kabarcıklar, buzulların erimesi sonucunda açığa çıkan metan gazını içermektedir. Bu gaz salımı ise buzulların erimesine sebep olmakta ve birbirini besleyen döngü, büyük risk oluşturmaktadır. Alaska Fairbanks Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre bu noktadaki metan salımı bilim adamlarının bir yılda tüm dünyada gerçekleştiğini öngördükleri miktar ile aynıdır; yani tam 8 milyon ton!

Küresel ısınmanın etkileri denildiğinde akla ilk gelen sembolik imajlardan birisi nesli tükenen kutup ayılarıdır. Kutup ayılarının neslinin tükendiği çokça söylenmekte, ancak bu canlı türünün ekosistemdeki rolü, yok oluşlarının besin zincirine etkisi ve hatta varlıklarının küresel ısınmayı nasıl yavaşlattığı yeterince konuşulmamaktadır. Kutup ayılarının, temel besin kaynaklarından birisi olan fok balıklarını avlamak için buz kütlelerinde saklanmaları ve uygun av koşullarını sağlamaları gerekmektedir. Ancak, hızla eriyen buz kütleleri kutup ayılarının hareket alanını kısıtlamakta ve besine ulaşımlarını oldukça zorlaştırmaktadır. Erime sebebi ile kırılan buzul kütleleri arasında uzun mesafeler boyunca yüzmesi kolay olmayan dişi kutup ayıları ve yavrularının fok balıklarına erişimi kısıtlanmakta ve hayatta kalmaları zorlaşmaktadır. Kutup ayılarının sayısındaki azalma ise mors, fok balığı, balina, ren geyiği, kemirgen ve kuş popülasyonunun kontrolsüz artışına sebep olmaktadır. Bunun bölgede bir besin kıtlığının başlangıç sebebi olması muhtemeldir. Ayrıca, popülasyonu kontrolsüzce artmaya başlayan fok balıklarının açtıkları solunum delikleri buz kütlelerinde kırılmalara yol açacak, bu durum yüzey alanının azalmasına ve erimenin artmasına sebep olacaktır. Bir canlı türünün bile besin zincirinden çıkmasının dünyamıza ve ısınma hızına etkisi bu kadar fazla iken önlem alınmadığı takdirde kaybedilecek türlerin genel olarak yaşamı, atmosferik koşulları ve doğal dengeyi gayet trajik biçimde değiştirmesi güçlü ihtimaldir.

Olumsuz senaryoların yeterince can sıkıcı ve iç karartıcı olduğu açıktır. Olumlu senaryolar için ise kritik bir ön şart mevcuttur: Doğayla acil bir barış sözleşmesi! Kutuplar örneğinden devam edilerek söylenecek olursa, kutuplarda yürütülen madencilik, doğal gaz ve petrol arama ve çıkarma faaliyetleri, enerji iletim altyapı çalışmaları, savunma ve deniz taşımacılığı gibi iş ve girişimleri azaltma, kısıtlama ve denetleme yöntemlerin yaygınlaştırılması, metan gazı salımının kontrol altına alınmasında, kutup bölgelerinin korunmasında ve küresel sıcaklık değerlerinin dengelenmesinde önem arz etmektedir. Tabii ki bu gibi faaliyetlerin sadece kutuplarda engellenmesi yeterli değildir; her bir üretim tesisi, her bir ulaşım şirketi ve günün sonunda her bir birey küresel ısınmanın direkt sebebidir.

Son yıllarda pirinç tarımının insan kaynaklı sera gazı salımının %1-2’sine ya da et ve süt sektörünün %4’üne sebep olduğu gibi bilgilere ve “özel araç yerine toplu taşıma araçlarını kullanın” gibi uyarılara pek çok yerde rastlanmaktadır Bu tür bilgilerin kolektif bilincin yükselmesine ve duyarlılığın artmasına katkı sağladığına şüphe yoktur. Ancak tehlike çanları sadece tarım sektöründe, üretim hatlarında ya da ulaşım araçlarında çalmamaktadır. Hayatımızın her aşamasında yer eden teknolojiyi kullanırken aklımızın bir kenarında bu konforun ne kadarlık bir emisyon pahasına sağlandığı sorusu olmalıdır. Milyarlarca insanın aktif olarak kullandığı, gittikçe artan oranda hayatlarımızda yer edinen ve hatta bazı ülkelerde insani hak sayılarak ücretsiz sunulan internet teknolojisi, kablosuz ağların ve bağlantı teknolojilerinin etkisiyle hiç farkında olmadığımız bir karbon salımına sebep olmaktadır. Bristol Üniversitesi, 2016 yılında yaptığı bir araştırmada sadece Youtube izlemelerinden kaynaklanan karbon salımının 11 milyon 130 bin ton olduğu sonucuna varmıştır… 2016 yılından bu yana kullanıcı sayısını %35 oranında artırmış olan Youtube, 2021 yılında en çok kullanılan internet siteleri sıralamasında 8. sırada yer almaktadır. Bu durum, toplam internet havuzunun sebep olduğu karbon salımı ve bunun da küresel ısınmaya etkisi konusunda kafa yormamız gerektiğini göstermektedir. İnterneti hayatımızdan çıkaramayacağımız bu günlerde biz sadık kullanıcılara düşen ise, teknoloji devi şirketlerden daha doğa dostu kullanım için Ar-Ge projeleri yapılmasını talep etmek ve bu proje çıktılarını desteklemektir.

Geçmiş deneyimler ve araştırmaların gösterdiği üzere insan oğlu ve insan kızının doğaya verdiği zararın faturası er ya da geç ödenmektedir ve hesabın cirolanmasında genellikle suçlu-suçsuz ayrımı yapılmamaktadır. Büyük şirketlerin, sorumsuzca davranan üreticilerin ya da çevre politikalarını geri plana atan devletlerin ihmalkârlığının bedeli de ne yazık ki topluca ödenmektedir. O yüzden, dünyanın iki ucu olsa da yeryüzü tektir ve yeryüzünü korumak için ihtiyaç duyulan şey, kolektif bir eylemler dizisiyle elele vermektir.

Dipnotlar
1https://www.hurriyet.com.tr/aile/8-milyon-hektar-orman-366-bin-insan-41415782
2https://tr.euronews.com/2020/07/14/dondurucu-soguguyla-bilinen-sibirya-da-as-r-s-caklar-orman-yang-nlar-n-korukluyor
3https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/buzullarin-erimesinin-zarari-buyuk-olacak-125836#:~:text=Eriyen%20buzullar%2C%20deniz%20seviyesini%20y%C3%BCkseltecek,eridik%C3%A7e%20atmosfere%20yay%C4%B1lan%20metan%20gaz%C4%B1.
4https://www.canada.ca/en/environment-climate-change/services/species-risk-public-registry/related-information/socio-economic-importance-polar-bears.html
5https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-59163143
6https://backlinko.com/youtube-users#daily-active-users

Dipnotlar:

1) The Guardian. (23 Ocak 2024). Cookstove carbon offsets overstate climate benefit by 1,000%, study finds. Şu adresten erişilebilir: https://www.theguardian.com/environment/2024/jan/23/clean-cookstove-carbon-offsets-overstate-climate-benefit-by-1000-percent . Son erişim tarihi: Haziran 2024.

2) Gold Standard. Guatemala Improved Cookstoves. Şu adresten erişilebilir: https://marketplace.goldstandard.org/collections/projects/products/co2-balance-guatemala-improved-Cookstoves. Son erişim tarihi: Temmuz 2024.

3) A Call to Action: Delivering Responsible Carbon Finance. Clean Cooking Alliance. https://cleancooking.org/wp-content/uploads/2024/05/CCA_A-Call-to-Action_Delivering-Responsible-Carbon-Finance.pdf . Son erişim tarihi: Temmuz 2024.

4) Gill-Wiehl, A., Kammen, D. M. ve Haya, B. K. (2024). Pervasive over-crediting from cookstove offset methodologies. Nature Sustainability, 7(2), 191–202. https://doi.org/10.1038/s41893-023-01259-6.

5) Bloomberg. (3 Temmuz 2024). Carbon Offsets Developer Reports Ex-CEO to Feds Over Bad Credits Şu adresten erişilebilir: https://www.bloomberg.com/news/articles/2024-07-03/carbon-developer-reports-former-ceo-to-authorities-over-bad-cookstove-offsets. Son erişim tarihi: Temmuz 2024.

6) Gill-Wiehl, A., Kammen, D. M. ve Haya, B. K. (2024), a.g.m.

Nil Serra Yerlikaya

Nil Serra Yerlikaya