Escarus

Sürdürülebilir Finans’ın Getirdikleri

Paylaşım TarihiEkim 18, 2017

Ekonomik piyasalardaki hâkim anlayış, her ne şartla olursa olsun kar etmek olgusundan sorumlu karlılık olgusuna doğru evriliyor. İçinde yaşadığımız toplum ve paydaşlar için değer yaratma olgusu, finans sektörü için inovatif ve sürdürülebilir finans modellerinin gelişmesini tetikliyor.

Yatırımcılar da artık şirketlerin neden oldukları çevresel ve sosyal etkileri sorgulayarak farklı taleplerde bulunabiliyorlar. Finansal kurumların düşük karbonlu yatırım anlayışını destekledikleri ya da yatırım yaptıkları şirketlerden karbon ayak izleri ile ilgili raporlamada bulunmalarını istedikleri son zamanlarda çok daha fazla gündeme gelen konular arasında. Örneğin Allianz Grubu, 2015 yılında, enerji üretimindeki sera gazı emisyonları, iklim değişikliği ve ekonomik risklerle bağlantılı olarak, kömür bazlı iş modellerine olan yatırımlarını kademeli olarak çekme/durdurma kararını resmi olarak açıkladı. Bu ve bunun gibi kararlar, sektörün “çevresel ve sosyal farkındalık” ve “sorumluluk” olguları çerçevesinde yol almasını hızlandırıyor.
Bu gelişim ve bilinçlenmenin getirdiği uluslararası duruş, ülkemizde de sürdürülebilir finansman uygulamalarının gün geçtikçe artacağına işaret ediyor. 1990’ların sonunda çevre kredileri ile başlayan süreç, 2000’lerin ortasında enerji ve kaynak verimliliği projeleri ile devam etti. Günümüzde ise, olumlu çevresel etki sağlayan projelere ek olarak, sosyal faydası olan projeler için de özel finansman modellerinin geliştirildiği gözleniyor. Yerel istihdamı destekleyen, kadının işgücünde ve sosyal hayatta güçlenmesini sağlayan, eğitim ve sağlık olanaklarını geliştiren farklı kategorilerdeki finansman modelleri artık daha çok konuşuluyor.
Artan ilgi ve talebe yönelik olarak sürdürülebilir finansman çalışmaları da geliştirilmeye ve çeşitlendirilmeye devam ediyor. Sürdürülebilir finansman uygulamaları ve araçları çeşitlendirilirken bunların kategorizasyonu, etki değerlendirmesi ve raporlaması da çeşitlendirmeyle eşit derecede önem taşıyor.
Sürdürülebilir finans ürünleri, sadece finans kuruluşlarının değil, farklı sektörlerden kurum ve kuruluşların da geliştirebileceği ürünler olma özelliğini taşıyor. Belediyeler bile yeşil tahvil (green bond) ihraç ederek bu süreçte yer alabiliyorlar. Özellikle yatırımcılar ve paydaşların bu konudaki talepleri, şirketlerin sürdürülebilir ve inovatif finansman modellerine yönelmesinde kritik rol oynuyor.
Tabi, her şirketin sürdürülebilir finans için başlangıç noktası farklı oluyor. İnovatif finans uygulamalarını uzun yıllardır takip eden, bununla ilgili iç kapasite geliştirmiş bir kurum ile bu yolculuğa yeni başlayan, konuyla ilgili tecrübesi olmayan, ancak meseleye ilgi duyan bir kurumun aynı anda aynı uygulamaları benimsemesini beklemek, sürdürülebilir iş modeli açısından gerçekçi olmayacaktır. Sürdürülebilir finans araç ve modellerinin kurgulanması, bir kuruma özel, onun iç kapasitesi ve ihtiyaçlarına yönelik olarak “terzi dikimi” bakış açısıyla gerçekleştirilmelidir. İlgili kurumun iç dinamiklerini ve iş yapış modelini doğru anlamak, şirket için en anlamlı ve maksimum faydayı sağlayacak modeli geliştirmek ve geleceğe yönelik uygulanabilir araçlar tasarlamak, başlanılan yolculuğun uzun soluklu ve geliştirilebilir olmasını da beraberinde getirecektir. Kurgulanan çalışmaların aynı zamanda takip edilebilmesi, kar/zarar analizi yapılabilmesi için ölçülebilmesi ve raporlanabilmesi de gerekmektedir. Bu bakış açısıyla kurgulanan bir sistem, hem şirket için sürdürülebilir karlılığı olumlu yönde etkileyecek, hem de şirketin çevreye ve topluma karşı olan sorumluluğunu nasıl yönettiği ile ilgili anlamlı bir cevap olacaktır.
Melis Bitlis

Melis Bitlis