Escarus

Biyoçeşitlilik ve Doğa Finansmanında Bizi Neler Bekliyor?

Paylaşım TarihiKasım 7, 2025

Biyoçeşitlilik ve doğa kavramları son günlerde sıklıkla zikredilen ve kimi zaman birbiri yerine kullanılmaya başlanan terimlerdir. Çevrenin korunması ve iklim değişikliğiyle mücadele başlıkları tartışılırken doğa, doğa temelli çözümler ve biyoçeşitlilik kavramlarının da tabiri caizse “mütemmim cüz” olarak kabul edildiği görülmektedir. Bu iki terimi somutlaştırabilmek ve daha iyi kavramsallaştırabilmek için öncelikle aralarındaki farkın anlaşılması gerekmektedir. Hükümetlerarası Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Bilim-Politikalar Platformu’num (IPBES) tanımına göre doğa, “canlı organizmaların çeşitliliğine ve kendi aralarındaki ve çevreleriyle etkileşimlerine vurgu yapan doğal dünya”dır. Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi de biyolojik çeşitlilik – veya biyoçeşitlilik – kavramını, “diğerlerinin yanı sıra kara, deniz ve diğer su ekosistemleri ile bu ekosistemlerin bir parçası olduğu ekolojik kompleksler de dahil olmak üzere tüm kaynaklardan canlı organizmalar arasındaki farklılaşma anlamındadır; türlerin kendi içindeki ve türler arasındaki çeşitlilik ve ekosistem çeşitliliği de buna dahildir.” ifadesiyle tanımlamaktadır. Başka bir deyişle biyoçeşililik, ekosistemlerin tüm canlıların refahı için gerekli olan yaşam destek sürecini sürdürebilme yeteneğinin ve sağlıklı çevrenin bir göstergesidir.

Doğa; sadece kıyılarıyla, kırlarıyla, dağlarıyla, ormanlık alanlarıyla, parklarıyla insanlara bir görsel şölen sunan ve varlık değeri bundan ibaret olan bir şey değildir. Doğa asıl etkisini su, gıda, hammadde, ilaç kaynaklarını sunarak ve iklimin düzenlenmesi, su ve hava kalitesi, besin döngüsü, toprak oluşumu ve hatta polinasyon gibi birçok alanda temel ekosistem hizmetleri sağlayarak göstermektedir. Her ne kadar çoğu kez akla gelmese de küresel ekonominin birçok başlığı doğal kaynaklara bağlıdır. Ancak maalesef dünyamızda kısaca doğa olarak tanımlanan ekosistem ve canlıların neredeyse yarısı önemli risklere maruz kalmaktadır. Özellikle son yıllarda herkesin yakından gözlediği ve birebir tanık olduğu üzere doğal sistemler hızlı ve endişe verici bir bozulma yaşamaktadır. 1970 yılından beri, izlenen yaban hayatı nüfusunda; kara ve deniz alanlarının kullanımındaki değişiklikler, iklim değişikliği, kirlilik, doğal kaynak kullanımı ve istilacı türlerin yayılması nedeniyle yaklaşık %73 oranında bir düşüş olduğu ifade edilmektedir.1 Yaklaşık bir milyon hayvan ve bitki türü, insanlık tarihinde hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumdadır.

Biyoçeşitlilik kaybı ve doğanın bozulması aynı zamanda bir finansal risk unsuru da taşımaktadır. Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi’nin açıklamasına göre doğa kaynaklı risklerin İngiltere’nin GSYİH’sinde %12’lik bir kayba yol açabileceği, biyolojik çeşitlilik açısından zengin ülkelerde ise potansiyel olarak daha büyük etkilere neden olabileceği tahmin edilmektedir.2

Bu endişe verici tablo, doğayı korumayı, restorasyonu, doğanın sürdürülebilir kullanımını hızlandırmayı ve doğa kaybının doğrudan ekonomik etkenlerinin azaltılmasını elzem hale getirmektedir.  2022 yılında 188 ülke tarafından kabul edilen Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi (Global Biodiversity Framework), gezegenin korunmasına yönelik kurgulanmış bir çerçeve anlaşmasıdır. 2050 yılı için 4 temel amaç, 2030 yılı için de 23 hedef  belirleyen3 Çerçeve, kritik doğal ekosistemleri korumak, restore etmek ve ekonomik sektörleri sürdürülebilir uygulamalara kaydırmak amacıyla yapılması gerekli dönüşüm yatırımları için ihtiyaç duyulan yıllık finansman miktarının 700 milyar ABD doları olduğunu öngörmektedir.4 Öte yandan, Dünya Ekonomik Forumu’na göre doğa dostu ekonomilere geçişin, küresel olarak yıllık 10,1 trilyon ABD doları tutarında iş fırsatı, 2030 yılına kadar da 395 milyon yeni istihdam fırsatı yaratabileceği değerlendirilmektedir.5

Yukarıda bahsedilen sebeplerden dolayı doğa finansmanı, geçtiğimiz birkaç yıl içinde yeşil finansın önemli bir alt başlığı olarak yükselmeye başlamıştır. Doğa koruma ve restorasyonuna, biyoçeşitliliğin doğrudan etkilerinden bir veya daha fazlasını azaltmak için ekonomik faaliyetlerin dönüştürülmesine, ekosistemlerin ve ekosistem hizmetlerinin kaybına, doğa temelli çözümlerin ekonomik sektörler arasında entegrasyonuna ve destekleyici politika, araç ve faaliyetlere odaklanarak sürdürülebilir – yani yeşil, mavi, sürdürülebilir temalı –  finansal enstrümanları biyoçeşitlilik ve doğanın korunması yatırımlarına yönlendirmek mümkündür.

Doğa ve biyoçeşitlilik finansmanına olan ilgi arttıkça, konuyla ilgili uygulamalar ve düzenlemeler de çeşitlenmektedir. Bu alandaki çalışmaların ilki 2022 yılında Uluslararası Finans Kuruluşu (IFC) tarafından hazırlanmıştır. “Biyoçeşitlilik Finansmanı Referans Rehberi” isimli doküman, yatırımcı ve finansörlerin biyoçeşitlilik finansmanı olarak kabul edilebilecek uygun fon kullandırım alanlarını belirlemeleri için yapılandırılmış bir yaklaşım sunmaktadır. Yeşil Tahvil İlkeleri ve Yeşil Kredi İlkeleri’ni temel alan Kılavuz, biyoçeşitlilik ve ekosistem hizmetlerini korumaya, sürdürmeye veya geliştirmeye yardımcı olan ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimini teşvik eden yatırım projeleri, faaliyetleri ve bileşenlerinin gösterge niteliğinde bir listesini sunmaktadır. Kılavuz ayrıca, yatırım faaliyetlerinin Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi hedeflerine katkısını da haritalandırmaktadır.6

2025, doğa ve biyoçeşitlilik finansmanı alanında birçok güncel gelişmenin yaşandığı bir yıl olmuştur. IFC, Mayıs ayında yatırımcıların, finans kuruluşlarının ve özel şirketlerin döngüsel ekonomiyi destekleyen projelere finansman sağlama fırsatlarını belirlemelerine ve ölçmelerine yardımcı olmayı amaçlayan “Uyumlu Döngüsel Ekonomi Finansman Kılavuzu”nu yayımlamıştır.7 Kılavuz, döngüsel ekonomi finansmanına uygun faaliyetlerin belirlenmesine yönelik rehberlik sağlamaktadır. Döngüsel ekonomi yatırımları konusunda uygun yatırım alanlarını belirleyen Kılavuz ortak bir anlayış oluşturma yolunda önemli bir adım teşkil etmektedir.

Bunu takiben Haziran ayında Uluslararası Sermaye Piyasaları Birliği (ICMA) tarafından “Doğa İçin Sürdürülebilir Tahviller: Bir Uygulayıcının Rehberi” yayımlanmıştır. ICMA’nın yeni rehberi, 6 trilyon ABD dolarlık sürdürülebilir tahvil piyasasının doğa finansmanına önemli miktarda sermaye yönlendirme potansiyelinden yararlanmayı amaçlamaktadır. Rehber, yalnızca “karasal ve sucul biyoçeşitliliğin korunması” için yatırım örnekleri tanımlamayı değil, Yeşil Tahvil İlkelerine uygun 10 proje kategorisinde doğayla ilgili fon kullanımı (use of proceeds) hususunu açıkça belirlemeyi de amaçlamaktadır. Yani Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi’nde 2030 yılına kadar doğa kaybını durdurmak ve tersine çevirmek için belirlenen hedeflerdeki ilerlemeyi hızlandırmayı amaçlamaktadır. Ayrıca doğayla ilgili performans izleme göstergeleri olan sürdürülebilirlikle bağlantılı tahviller hakkında ek yönlendirme sunmaktadır. Rehber, sadece tahvil ve sermaye piyasası araçları değil krediler gibi diğer borçlanma araçları için de kullanılabilmektedir.

Bu çalışmalara ilave olarak IFC, Eylül ayında “Mavi Finans Rehberi”ni güncellemiştir.8 İlk versiyonu 2022’de yayımlanan rehberin güncellenmiş versiyonunda, uygun sektör ve faaliyetlerin daha geniş bir listesi, örnek metrikler ve göstergelerin yanı sıra Mavi Tahviller ve Krediler ile Sürdürülebilirliğe Bağlı Tahviller ve Krediler için açıklayıcı örnekler yer almaktadır. Bu rehber de biyoçeşitlilik çalışmaları için temel alınabilecek bir kaynak görevini görmektedir.

Rehber ve kılavuz dokümanların yanı sıra, doğa temelli raporlama uygulamalarının da gelecek dönem doğa finansmanının gündemindeki uygulamalar arasında yer alacağı görülmektedir. Doğa Temelli Raporlamalar Görev Gücü (Taskforce on Nature Related Disclosures, TNFD) şirketlerin doğa temelli uygulamalarını ve bu uygulamaların etkilerini raporlamalarını bekleyen bir yaklaşımdır. TNFD, kuruluşları, doğa temelli konuları tanımlamak ve değerlendirmek için LEAP metodunu kullanmaları konusunda yönlendirmektedir. LEAP metodu, şirketin;

1) doğayla arasındaki bağı bulması (locate),

2) doğaya olan bağımlılığını ve etkilerini değerlendirmesi (evaluate),

3) doğayla ilgili risk ve fırsatlarını değerlendirmesi (assess), ve

4) doğayla ilgili risk ve fırsatları ile doğayla ilgili önemli sorunları hakkında raporlama yapmaya hazırlanması (prepare)

adımları üzerinden ilerleyen bir yaklaşım sunmaktadır.

TNFD’nin Eylül ayında yayımladığı Statü Raporu’na göre, 50’den fazla ülke/bölgeden toplam 620 kuruluş, TNFD önerileriyle uyumlu doğayla ilgili raporlarını hazırlamıştır. Rapor için gerçekleştirilen ankete katılan şirketlerin ve finans kuruluşlarının %63’ü, doğayla ilgili sorunlarının, işletmelerinin gelecek beklentileri açısından iklimle ilgili sorunlar kadar veya onlardan daha önemli olduğuna inanmaktadır. Haziran ayında yapılan Sorumlu Yatırımcı Anketi’ne katılan yatırımcıların %77’si, TNFD’yi temel alan doğayla ilgili standartlar görmek istediklerini belirtmiştir.9

Finansman, etkiyi yönetmek ve yeni yatırımları hızlandırabilmek için ihtiyaçların başında gelen konular arasında yer almaktadır. Doğa ve biyoçeşitlilik faaliyetlerini finanse etmek için de birçok alternatif finansman enstrümanını değerlendirmek mümkündür.  Bunların birkaçı aşağıda listelenmektedir.  Ancak enstrüman seçimi için değerlendirme yapılırken yatırımın detayları, faydalanıcı tarafın yapısı (şirket, kamu, finans kuruluşu olması vb.), süre, geri ödeme modeli gibi birçok kriterin dikkate alınması gerekmektedir.

1. Hedef Bağlantılı Ürünler

Sürdürülebilirlik bağlantılı kredi (SBK) ve tahviller (SBT), doğa ve biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik hedefler içerecek şekilde kurgulanabildiklerinden kolay, farklı sektörler tarafından uygulanabilecekleri için de kapsamlı mekanizmaların başında gelmektedir. Orman alanlarının artırılması veya suya deşarj edilen kirli su oranında azaltım gibi hedefler üzerinden SBK’ler kurgulamak mümkün olmaktadır.

Önümüzdeki dönemde özel sektör kuruluşları için özellikle hedef temelli mekanizmaların, yani sürdürülebilirlik bağlantılı kredilerin, ülkemizde doğa finansmanı için kullanılacak mekanizmaların başında gelmesi güçlü bir olasılıktır.

2. Kullandırım Alanı Odaklı Ürünler

Hedef bağlantılı mekanizmalara ilave olarak, elde edilen fonların doğanın korunması, restore edilmesi ve biyoçeşitliliğin zenginleştirilmesi gibi alanlara kullandırılacak şekilde kurgulanan yeşil ve mavi tahvil/krediler de tercih edilebilmektedir. Bu mekanizmalar tercih edildiğinde, yatırımcıların ve finansörlerin yaratılan etkiyi rahat takip edebilmeleri için şeffaf raporlama uygulamalarına dikkat edilmesi gerekmektedir. Örneğin, ilk mavi tahvili 2023 yılında ihraç eden ve offshore rüzgar santralleri gibi enerji faaliyetleri yürüten Ørsted şirketi, etki şeffaflığını senelik etki raporlarında portföy bazlı değil, proje detayında açıklama yaparak sağlamaktadır.10

3. Etki Fonları

Borçlanma ve sermaye piyasasındaki mekanizmalara ilave olarak, etki odaklı oluşturulan fonlar da doğa finansmanı için yeni bir alternatif sunmaktadır. Bu gibi fonlar, doğa dostu çıktıları olan şirket/projelere yatırım yapmakta ve getiri elde etmek için genellikle daha yüksek riskli veya daha uzun yollar seçmektedir. Örneğin 500 milyon ABD doları değerinde küresel bir doğal sermaye fonu olan Silvania, büyük ölçekli restorasyona, sürdürülebilir ormancılığa, kıyı ve deniz ekosistemlerine doğrudan yatırım yapmaktadır.11

Uygulamaları henüz yeni başlayan doğa etki fonlarının ölçeklendirilmesi için daha güçlü yatırım yapılabilir proje havuzlarının oluşması, projelerin de güçlü yönetişim yapıları ve standardize metriklerle takip edildiği çerçevelerle kurgulanması gerekmektedir.

4. Ekosistem Hizmetleri İçin Ödeme Sözleşmeleri

Bu sözleşmeler, belirli ekosistem hizmetleri için koruma çabalarını ödüllendirmekte ve büyük ölçüde kamu kesimi tarafından oluşturulmaktadır. Özel sektörü dahil etmek için daha uzun vadeli sözleşmeler, birleştirme, standartlaştırılmış planlar ve tedarik zincirleriyle entegrasyon gerekmektedir.

Ayakkabı firması VEJA’nın Amazon’daki programı, ekosistem hizmetleri için ödeme sözleşmelerine bir örnek sayılabilir. Sürdürülebilir kauçuk tedarikini ödüllendirdiği programda VEJA, 2018 yılından bu yana, ormansızlaşmaya yol açmayan yabani kauçuk için kauçuk üreticilerine piyasa fiyatlarının %80 üzerinde prim ödemektedir. Program kapsamında 2021 yılına kadar 435 tedarikçiden 1.000 tonun üzerinde kauçuk satın alınmış ve bu da VEJA’nın hem sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasını hem de daha güçlü ve daha dayanıklı tedarik zincirleri oluşturmasını sağlamıştır.12

5. Borç-Doğa Takası

Genellikle kamu projelerinin finanse edilmesi için kullanılan bu modelde doğa koruma veya restorasyon taahhütleri karşılığında, borç, genellikle iyileştirilmiş finansal koşullarla yeniden yapılandırılmaktadır. Özünde, ülkelerin, iklim krizine karşı dayanıklılıklarını artırmak için mali kaynakları serbest bırakmalarına ve -mali krize yol açmadan diğer kalkınma önceliklerine odaklanmalarını sağlayacak şekilde- doğayı korumak için harekete geçmelerine olanak tanıyan bir finansal araçtır.

Aslında borç-doğa takası yeni bir kavram değildir. Borç karşılığı doğa anlaşmasının ilki, 1987 yılında ABD merkezli çevreci kar amacı gütmeyen kuruluş Conservation International ile Bolivya arasında imzalanmıştır. Söz konusu enstrüman, o günden beri özellikle gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin tercih ettiği finansman modelleri arasında yer almaktadır.

6. Doğal Varlık Üzerine Kurulu Şirketler

Henüz çok yeni olan bu kategori, doğanın ekonomik değerini öz sermaye modelleri aracılığıyla finansal değere dönüştürecek şirketler kurulması teorisi üzerinden şekillenmektedir. Dünyadaki ilk doğal varlık üzerine kurulu Boreal Company Holding isimli şirket, boreal bölgelerdeki, yani kuzey yarım kürenin soğuk iklim bölgelerinde bulunan yoğun ağaçlık alanlardaki doğal mirası korumak ve sürdürülebilir büyümeyi teşvik etmek üzerine kurulmuştur. Bu ormanlarda yaşayan yerel topluluklara ait bir milyon dönümden fazla orman arazisi üzerine kurulan şirket tarafından tatlı su yönetimi, iklim düzenlemesi ve taşkınların azaltılması gibi ekosistem hizmetleri sunulmaktadır.

Doğal varlık şirketleri, yaratabilecekleri etki nedeniyle önemli bir potansiyele sahiptir, ancak tekrarlanabilir yatırımların oluşabilmesi ve ölçeklendirme için etkinin izlenebilmesi, iş modelinin kanıtlanabilmesi için daha fazla örnek oluşması gerekmektedir.

Peki tüm bu bilgilerin ışığında, doğa ve biyoçeşitlilik finansmanında bizleri neler beklemektedir? Bu kadar farklı uygulama ve opsiyonun olduğu bir alanda hareketliliğin devam edeceği öngörülmektedir. Ancak bu hareketlilik kurumları kandırmamalıdır; önümüzdeki aylarda daha sıklıkla göreceğimiz doğa ve biyoçeşitlilik finansmanı işlemlerinde “mış gibi yapılmış” veya “yapmış olmak için yapılmış” örnekler değil, etki yaratabilecek, uygulanabilir ve doğru mekanizmaların tercih edildiği stratejilerle kurgulanmış modeller başarı hikayesi olarak öne çıkacaktır. Bu nedenle sürece başlarken öncelikle etki değerlendirmelerinin ve doğru analizlerin yapılması önem taşımaktadır. Kurumların doğa üzerindeki etkilerini ve kendilerini etkileyen alanları belirlemeleri, bunların iyileştirilmesine yönelik yatırım ihtiyaçlarını tanımlamaları ve bu ihtiyaçlara uygun enstrümanları tercih etmeleri gerekmektedir. Bu karar sürecinde yukarıda belirtilen kılavuz dokümanlar ve rehberler ışığında ilerlenmesi, uluslararası uygulamalarla uyumlu hareket edilmesini mümkün kılacaktır. Hiç şüphe yok ki tüm bu adımları takip ederken, gerçek etkinin tespit edilebilmesi için yeşil (ve tabii mavi) badanadan uzak durulması gerektiği de daima hatırda tutulmalıdır.

Dipnotlar:

1) WWF. (2024). 2024 Living Planet Report: A System in Peril. Şu adresten erişilebilir: https://wwflpr.awsassets.panda.org/downloads/2024-living-planet-report-a-system-in-peril.pdf . Son erişim tarihi: Ekim 2025.

2) UNEPFI. (2021). Trend Report Nature Finance: Looking ahead to 2025. Şu adresten erişilebilir: https://www.unepfi.org/themes/ecosystems/trend-report-nature-finance-looking-ahead-to-2025/. Son erişim tarihi: Ekim 2025.

3) Convention on Biological Diversity. (2022). Kunming-Montreal Global Biodiversity Framework. Şu adresten erişilebilir:  https://www.cbd.int/doc/decisions/cop-15/cop-15-dec-04-en.pdf . Son erişim tarihi: Ekim 2025.

4) ICMA. (2025). Sustainable Bonds for Nature: A Practitioner’s Guide Principles Principles. Şu adresten erişilebilir: https://www.icmagroup.org/assets/documents/Sustainable-finance/2025-updates/Sustainable-Bonds-for-Nature-A-Practitioners-Guide-June-2025.pdf . Son erişim tarihi: Ekim 2025.

5) World Economic Forum. (2020). The Future of Nature and Business. Şu adresten erişilebilir:  https://www3.weforum.org/docs/WEF_The_Future_Of_Nature_And_Business_2020.pdf . Son erişim tarihi: Ekim 2025.

6) IFC. (2023). Biodiversity Finance Reference Guide. Şu adresten erişilebilir:  https://www.ifc.org/content/dam/ifc/doc/mgrt/biodiversity-finance-reference-guide.pdf . Son erişim tarihi: Ekim 2025.

7) IFC. (2025a). Harmonized Circular Economy Finance Guidelines. Şu adresten erişilebilir: https://www.ifc.org/content/dam/ifc/doc/2025/harmonized-circular-economy-finance-guidelines-en.pdf . Son erişim tarihi: Ekim 2025.

8) IFC. (2025b).  Guidelines for Blue Finance Version 2.0. Şu adresten erişilebilir: https://www.ifc.org/content/dam/ifc/doc/2025/guidance-for-blue-finance-v2-0.pdf . Son erişim tarihi: Ekim 2025.

9) TNFD. (2025). TNFD 2025 Status Report. Şu adresten erişilebilir:  https://tnfd.global/wp-content/uploads/2025/09/250918_TNFD-Status-Report_DIGITAL.pdf?v=1758808860 . Son erişim tarihi: Ekim 2025.

10) Orsted (2025). Summarised blue bond impacts 2024. Şu adresten erişilebilir: https://cdn.orsted.com/-/media/www/docs/corp/com/sustainability/2025/summarised-blue-bond-impacts-2024.pdf . Son erişim tarihi: Kasım 2025.

11) World Economic Forum (Eylül 2025). These 10 nature finance models could help deliver returns and impact – here’s how.Şu adresten erişilebilir: https://www.weforum.org/stories/2025/09/nature-finance-sustainable-investing-priority-models/. Son erişim tarihi: Kasım 2025.

12) Partnership for Forests. (2021). How a French shoe company is protecting forests and improving livelihoods in the Brazilian Amazon: the case of Veja. .Şu adresten erişilebilir: https://partnershipsforforests.com/wp-content/uploads/2021/12/Veja-Shoes_Social-Impact-Case-Study.pdf . Son erişim tarihi: Kasım 2025.

Melis Bitlis

Melis Bitlis