Paylaşım TarihiHaziran 19, 2020
Salgın süresince sosyal mesafeyi korumak için uzaktan çalışma, eğitim ve sosyal hayata uzaktan devam etme prensibini benimseyen çoğu ülke, teknolojik çözümler sayesinde sürekliliğini sağlamıştır. Vatandaşlarının sorunsuz bir şekilde birbirleri ile bağlantı kurmalarını kolaylaştıran bu ülkeler, onların günlük hayatlarında gerçekleştirmeye alışık oldukları etkileşimi sürdürmelerine yardımcı olmuştur. Salgın vesilesiyle bugüne kadar fazlaca gündemde olmayan bazı teknolojiler bu süreçte ön plana çıkmıştır. Aşağıda sektörler ve iş alanları itibariyle bazı teknolojik gelişmelere değinilecektir.
SAĞLIK HİZMETLERİ
Teşhis ve tedavi süreçlerinin uzaktan yürütülmesi anlamına gelen, Türkçe’ye tele-tıp ve tele-sağlık olarak çevrilebilecek “telemedicine” ve “tele-health” kavramları (ve bunların uygulamaları) salgın kapsamında öne çıkan teknolojilerin en iyi örneklerindendir. Bu yaklaşımda doktorlar hastalarla ilişkilerini fiziksel olarak onlarla aynı ortamda bulunmadan yürüttükleri için, işi başından aşkın hastanelerin yönetilemez bir hasta akınına uğraması engellenmiş olmaktadır.
Hastaların yapması gereken şey bir uygulamayı açmak, uygulama üzerinden hastalık belirtilerini tanımlamak ve sonra da bir doktorun kendisine sanal konsültasyon yapmasını beklemektir. Dünyada tele-tıp ve tele-sağlık alanındaki çeşitli uygulamalar bu süreçte gittikçe daha çok görünürlük kazanmıştır. Çin-Şanghay’daki Xuhui Devlet Hastanesi, Tibet ve hatta Fransa kadar uzak yerlerdeki hastalarla ilgilenmiştir.
İspanya’da Seville merkezli bir şirket olan Open Salud (Açık Sağlık), herhangi bir doktor ya da kliniğin hastaların bakımı için en iyi mekanizmayı kararlaştırdığı tamamlayıcı bir tele-danışma sistemi kurmuştur.1 Yine Çin’de telekomünikasyon şirketleri ZTE ve China Telecom, West China Hastanesi’ndeki doktorları enfekte hastaların tedavi gördüğü 27 hastaneyle bağlayan ve onların virüsün tanılamasına yardım eden 5G destekli bir sistem üretmişlerdir.2 Salgının sağlık hizmetlerinin sunumunda bir paradigma değişikliği yaratacağını söyleyen tıbbi etik profesörü Emanuel, tele-tıp’ın uzun yıllar maliyet azaltmaya yönelik yüksek elverişli bir sistem olarak görüldüğünü ve işin sadece bu boyutuyla ilgilenildiğini ifade etmektedir. Ona göre, geleneksel tedavi setleri salgın karşısında yenik düşerken uzaktan vizitelerin popülaritesi çok yükselecektir.3
EĞİTİMDE DİJİTALLEŞME
Dijitalleşme sadece sağlık sektöründe değil, dünya genelinde yüz milyonlarca öğrenciyi ilgilendiren ve en büyük hizmet endüstrilerinden biri olan eğitim sektöründe de hızlanmaya başlamıştır. Uzaktan erişimli eğitim modelleriyle başlayan eğitimde dijitalleşmenin, yaratacağı çeşitli adaletsizliklere rağmen yaygınlaşacağı bugünden belli olmuştur.
Salgınla popüler olan uzaktan eğitim modeli, gelişmiş teknolojik araçlarla ders işleme imkânı sunmaktadır. Sanal derslerde örgün eğitimde olduğu gibi birçok teknolojik aracın eğitim sürecine dahil edilmesi mümkündür. Öyle anlaşılmaktadır ki bu eğitim modeli, gelecekte sadece öğrencileri hedefleyen bir yapı olmayacaktır, geleneksel eğitimden yararlanamayan kişilere alamadıkları eğitimleri telafi şansı da sağlayabilecektir.
ÜRETİM
Üretim tarafında da çeşitli teknolojik çözümler ön plana çıkmaya başlamıştır. Salgın özellikle reel sektörde operasyonların, üretimin ve tesislerin izleme ve bakımının uzaktan yönetimine imkân veren Endüstri 4.0 ve akıllı üretim uygulamalarının faydalarını somut bir şekilde ortaya koymuştur. Endüstri 4.0 ve nesnelerin interneti kapsamındaki akıllı uygulamaların yalnızca salgın döneminde değil, bu süreçten sonra da gelişip daha üstün faydalar sunacağı beklenmektedir. Dünya genelinde birçok şirket yapay zekâ ve büyük veri algoritmaları kullanarak Covid-19 için tanı araçları geliştirmekte ve yeni teknolojiler üzerinde çalışmalara devam etmektedir.
ROBOTİK TEKNOLOJİLER
Salgın sonrasındaki dönemde teknolojik değişimin en çok yaşanması beklenen alanların başında robotik teknolojiler gelmektedir. Robotlar birçok gelişmiş sektörde mavi yakalıların sorumluluklarını alarak bazı endüstrileri teknolojik açıdan dönüştürmüş durumdadır. Bu dönüşüm karar destek yazılımlarının ve yapay zekâ uygulamalarının mevcut sistemlere entegrasyonuyla artık beyaz yakalıları da etkilemeye başlamıştır. Salgın sonrasında özellikle eczacılık, bireysel bankacılık, perakendecilik vb. mesleklerde robotlar ve yapay zekâ çözümlerinin daha çok karşımıza çıkacağı tahmin edilmektedir.
Salgın esnasında robotlar ve drone’ların sağlık amaçlı kullanımı da test edilmiştir. Virüs yayılımı ve bulaşmanın sınırlandırılması ve salgınla emniyetli bir şekilde mücadele edilmesi için robot ve drone’ların sağlayabileceği başlıca faydalar, en azından bugünkü uygulamalar itibariyle, şöyle sıralanabilir:4
- JD.com ve benzeri teknoloji şirketleri, enfeksiyon riski bulunmadığı için daha fazla sayıda robotu sağlık tesisi içinde tıbbi malzemelerin ulaştırılması işine koşmuştur.
- Online alışveriş sitelerinin depolarında robotlar siparişlerin düzene konulması ve otomasyonu alanlarında kullanılmıştır. Alibaba’nın lojistik şirketi, robotları depoların yanısıra Çin’in salgın bölgelerine tıbbi yardım bağışlarının ulaştırılmasında da değerlendirmiştir.
- Ele.me adlı yemek sipariş şirketi, virüs taşıdığı şüphesiyle otelde karantina altına alınan bireylere yemek taşınması işinde robotları kullanmıştır. Daha önce pilot ölçekte denenen bu hizmet, salgın sırasında sıçrama yapmıştır.
- Danimarka menşeli UVD Robots firması Çin’e hastane odalarının dezenfekte edilmesi işinde kullanılan robotlar yollamıştır. Bu robotlar, herhangi bir insana bulaşmasına izin vermeden ortamdaki virüs ve bakterileri morötesi ışınlar göndermek yoluyla öldürmektedir. Shenzhen şirketi MicroMultiCopter, alan devriyesi yaparak kalabalıkları ve trafiği daha etkin biçimde gözleyen 100’den fazla drone’u çok sayıda Çin kentine yerleştirmiştir.
Bu şekilde, kamusal alanlarda maske takmayan kişiler tespit edilebilmektedir. Bu uçan robotlar, klasik hoparlörlerin yeterli gelmediği bölgelere bilgi ulaştırılmasında da kullanılmaktadır. Drone’ların bir başka kullanım alanı ise, kamusal mekânlara dezenfektan sıkılmasıdır.
ŞİRKET YÖNETİMİ VE YENİ TEKNOLOJİLER
Operasyonlarını elektronik platforma taşıyan şirketler, dinamik kampanya yönetimi ve segmentlere göre fiyatlandırma, insan kaynakları, sadakat programları ve ürün ile hizmet inovasyonu sağlamak için farklı algoritmaların sunduğu avantajlardan halihazırda faydalanmaktadır. Bu kurumların salgın sonrasında geniş coğrafyalarda daha farklı müşteri segmentlerine hizmet verebilmek için özellikle tedarikçileri tarafındaki şirketlerle ilgili satın almalar yapmaları ve bu şirketlerin teknolojik seviyelerini yukarı taşımaları gözlemlenebilecektir. Farklı sektörlerdeki birçok iş modeli dikkate alındığında akıllı otomasyondaki gelişmelerin kurumların işlem maliyetlerini ciddi ölçüde düşürmesi beklenmektedir. Bu noktada elde edilecek kazançlarla yeni satın almaların yapılması da söz konusu olabilecektir.
Çeşitli tekno-enformatik yapıların diğer yapay zekâ ve robotik unsurlarla iletişime geçtiğinde daha etkin oldukları, uygun koşullar altında yapılan yönlendirmelerle de kolektif hareket edebildikleri gözlenmiştir.
Nesnelerin interneti kavramı bu iletişim platformu tanımını karşılayacak olan kavramdır. Salgın sonrası dönemde nesnelerin interneti ile birlikte uzaktan teşhis, tedavi ve hatta ameliyat, endüstriyel üretim, lojistik ve güvenlik amaçlı yeni uygulamalarda yapay zekâ ve robotik platformlar daha fazla tecrübe edilebilecektir. Hızla gelişen nesnelerin internetinin salgın sonrası dönemde daha da yaygınlaşarak yürüdüğümüz kaldırımlardan sosyal mesafe uyarı sistemlerine ve hatta giydiğimiz elbiselere kadar geniş bir yelpazede kullanılması beklenmektedir. Salgın sonrası dönemde trilyonlarca yeni sensörün internete bağlanması düşünülmektedir.5 Bu kadar yeni bağlantı altyapıyla ilgili sorunları da beraberinde getirmektedir. İnternete bağlanmak özellikle salgın döneminde zaruri bir ihtiyaç haline gelmiştir. Birçok ülkede “internete erişimin herkesin yasal hakkı olması” ihtimal dâhilindedir.
Yaşanan salgının robotiğe ve yapay zekâ teknolojisine yapılan yatırımları artırması beklenmektedir. Talepteki artış ve işlevsellikteki gelişmelere paralel olarak birçok farklı sektörde inovatif uygulamaların hızla hayatımıza girmesi sürpriz olmayacaktır. Salgın döneminde 3D yazıcılar sağlık sektöründe destekleyici bir rol oynamıştır.
Yönetici Destek Sistemleri
Yönetici destek sistemleri özellikle tepe yöneticiler için algoritmalar içeren, planlama ve modellemeler ekseninde yönetim için analiz imkânı sunan sistemler olarak tanımlanmaktadır. Yönetim bilgi sistemleri ise, destek sistemleriyle entegre ve karar alma aşamasında kullanılacak bilgilerin en uygun maliyetle en doğru şekilde yönetimini sağlayan sistemlerdir. Her iki sisteme karar destek sistemleri eşlik etmektedir.
Bu sistemler özellikle teknolojik değişim konusunda odaklanılan, farklı algoritma ve yapay zekâ uygulamaları ile zenginleştirilen, kriz dönemlerinde yardımına en çok ihtiyaç duyulan sistemlerdir. Bu sistemlerin en ayırt edici özelliği paket birer sistem olmalarından dolayı program geliştiren yazılımcı ekiplere daha az ihtiyaç duymalarıdır. Bu sistemlerde özellikle kestirimci analizlere kapsamlı şekilde yer verilmiş olup sistem yöneticiyi karar verme sürecinin neredeyse tamamında desteklemektedir. Bu sistemler, özellikle uzaktan çalışma dönemlerinde münferit bir yöneticinin karara veya bir grup yöneticinin uzlaşmaya varmasında, tarihi verilere bakarak geleceğin tahmin edilmesinde önemli destekler sunmaktadır.
Ofis Otomasyon Sistemleri
Ofis otomasyon sistemleri, ofis çalışma ortamında yapılan rutin işleri otomatik hale getirmek maksadıyla oluşturulan sistemlerdir.6 Bu sistemler faturalama, sipariş, stok, lojistik vb. operasyonel süreçlerde kullanılan operasyonel yapılardır. Her ne kadar adında ofis ifadesi yer alsa da salgın sonrasında bu sistemlerin çoğunun uzaktan yönetilebilir ve erişilebilir olacağı öngörülmektedir. Kurumlar gerek ofis otomasyonu gerek intranet uygulamalarıyla eğitim, insan kaynakları, muhasebe, finans vb. birçok sürecini sanallaştırma yoluna gidecektir.
Siber Güvenlik
Salgın sonrasında önemini koruyacak başlıklardan birisi de siber güvenliktir. Önemli bir güvenlik açığı yaşamadan ofis dışında güvenli ve verimli çalışmaya devam edebilen kuruluşlar, kriz sonrası şiddetlenmesi beklenen rekabette daha çok söz sahibi olacaklardır.7 Salgın ile birlikte değişen koşullara rağmen, kurumların işlerin sürekliliği ve kalitesinin eskisi gibi devam etmesi noktasında siber güvenlik beklentileri artmıştır. Bu yüksek beklentinin bir sonucu olarak siber güvenlik sektörü ciddi bir büyümenin eşiğindedir.8 Salgın esnasında kötü niyetli unsurlar tarafından sınanan dijital platformlar, uzaktan erişim ve video/telekonferans sistemleri ciddi bir test tecrübesi elde etmiş ve veri biriktirmişlerdir. Salgın sonrasında bu yapıları ciddi bir inovasyon süreci beklemektedir.9 Salgın sonrası gelinen noktada sadece bireylerin ve kurumların akıllı çözümleri değerlendirmesi yetmeyecek, şehirler ve hatta ülkeler de gitgide daha akıllı hale gelecektir.
Teknolojideki hızlı değişim kıt maddi kaynaklara sahip tüketiciler üzerinde olumsuz bir etki yaratmaktadır. Salgın sonrasında politika yapıcıların teknolojinin daha ulaşılabilir kılınması yönünde adımları atması, çok hızlı değişen teknoloji ve pazar şartları karşısında kısıtlı kaynaklarıyla faydasını yükseltme mücadelesindeki tüketicilere destek olunması önem taşımaktadır.
Dipnotlar:
1) BBVA, “Technology against Coronavirus”, 26.03.2020.
2) Emarketer, “The Biggest Business Impacts of the Coronavirus Pandemic”, 14.03.2020.
3) Emanuel, Ezekiel J.; “Coronavirus Will Change the World Permanently. Here’s How”, Politico, 19.03.2020.
4) Marr, Bernard; “Robots and Drones Are Now Used to Fight COVID-19”, Forbes, 18.03.2020.
5) Shirer, Michael; “The Growth in Connected IoT Devices Is Expected to Generate 79.4ZB of Data in 2025, According to a New IDC Forecast”, IDC, 18.06.2019.
6) Ekos Group; “Bilgi Sistemleri”, Ekosinerji, 2019.
7) Gözel, Servet; “COVID-19 Döneminde Teknoloji ve Siber Güvenlik”, KPMG, 03.04.2020.
8) Çahmutoğlu, Ersin; “Koronavirüs Salgını Döneminde Siber Güvenlik “, SETA, 22.04.2020.
9) Geller, David; “How Will Innovation Shape the World After COVID-19?”, Verisk, 04.2020.