Escarus

Borsaların Sürdürülebilir Büyümedeki Rolü ve Önemi

Paylaşım TarihiMart 15, 2017

Ülkelerin milli gelirine en fazla katkıyı sağlayan şirketlerin sürdürülebilirlik konusunda gerekli adımları atması ekonomik istikrarın tesisi için kritik önem taşımaktadır. İşte tam da bu noktada, finans sektörünün kalbinde yer alan borsaların önemli bir sorumluluk üstlenerek sürdürülebilirliği önce kendi bünyelerinde sonrasında ise etkileşim içinde bulundukları paydaşları nezdinde yaygınlaştırmaları gerekmektedir.Dünyada son 10 yılda bu konuda önemli adımlar atılmış, sermaye piyasalarında sürdürülebilirlik kavramının pratik uygulama boyutuyla yaygınlaşması için Birleşmiş Milletler (BM) önemli girişimler başlatmıştır. Bu girişimlerden en önemlileri 2006 yılında hayata geçirilen BM Sorumlu Yatırım İlkeleri (UN PRI) ile 2009 yılında startı verilen BM Sürdürülebilir Borsalar Girişimi (UN SSE) dir. Özellikle UN SSE girişimi borsalar tarafından büyük ilgi görmüştür. Nitekim 2012 yılında yapılan RIO+20 Zirvesinde bu inisiyatife imza koyan borsa sayısı 5 iken, 2016 yılı sonu itibariyle bu sayı, 30.000 şirketin işlem gördüğü ve piyasa değeri toplam 55 trilyon ABD Doları olan 62 borsaya çıkmıştır. Bu girişim kapsamında, yatırımcılara ve şirketlere yönelik Çalışma Grupları (SSE Investor Working Group, SSE Corporate Working Group) oluşturulmuş, 2015 yılından bu yana da Bölgesel ve Üst Düzey Diyalog (SSE Regional and Executive Dialogues) toplantıları yapılmıştır.

Bugün birçok borsa sürdürülebilirliği içselleştirmek ve paydaşları arasında yaymak için önemli adımlar atmakta; endeksler geliştirmekte, sürdürülebilirlik raporları yayınlamakta, rehberler hazırlamakta, kapasite geliştirme çalışmalarında (eğitimler, web seminerleri) bulunmakta, paydaşları bir araya getiren platformlar oluşturmaktadır. Aşağıdaki Grafik borsaların farklı konularda aldıkları mesafeleri göstermektedir Bu Grafikte dikkat çeken bir nokta, 23 borsanın daha “SSE Model Guidance on Reporting ESG Information to Investors” kapsamında Raporlama Rehberi hazırlamayı taahhüt etmiş olmasıdır. Dünya Borsalar Federasyonu (WFE) da borsaların sürdürülebilirlik çalışmalarını desteklemekte olup 2014 yılında Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu kurmuş, Ekim 2015’de de bir rehber yayınlamıştır.

Şekil1: Sürdürülebilir Borsaların Kırılımı

Borsaların ve borsalarda işlem gören şirketlerin sürdürülebilirliğe önem vermelerini tetikleyen nedenlerden birisi de kurumsal yatırımcıların özellikle son 10 yılda yatırım kararlarında bunu bir kriter olarak kullanmaya başlamalarıdır. Nitekim ABD’de 1997-2015 yılları arasında sürdürülebilir yatırımlara ayrılan fon miktarı 8 kat artış göstererek 1 trilyondan 8 trilyon ABD Dolarına çıkmıştır. Avrupa’da da gelişim aynı yöndedir. Bu gelişimi destekleyen olgulardan bir diğeri de, özellikle 2008 yılında yaşanan global krizden sonra yapılan yatırımlarda “etik finans” anlayışının devreye girmesidir.

Peki bu çabalar sonucu elde edilen kazanımlar nelerdir? En önemli kazanım, bugün artık borsaların ve şirketlerin sürdürülebilirlik olgusunu BM’in 2015 yılında açıklamış olduğu 2030 Ajandası ve 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SKH) ile ilişkilendiriyor olmasıdır. Örneğin, 2016 yılında 100 milyar ABD Doları seviyesine ulaşmış Yeşil Tahvil (Green Bond) piyasasında 11 borsa şirketlere bu tahvilleri kote etme imkanı sunmaktadır. Borsalar; cinsiyet eşitliği, iklim değişikliği, sorumlu üretim ve tüketim, üretken ve inovatif işler ve ekonomik büyüme gibi SKH’ni sürdürülebilirlik çalışmalarına entegre etmeye başlamışlardır. İkinci önemli kazanım, borsalarda işlem gören şirketlerin yatırımcılarla ilişkilerinde sürdürülebilirlik konusunda yaptıkları çalışmaları, sürdürülebilirlik endekslerinde yer alabilmek ve büyük fonların radarında olabilmek için daha yoğun olarak kamuoyu ile paylaşıyor olmaları ve bu konudaki politikalarını yazılı hale getirmeleridir. Bu olumlu gelişmelere rağmen, Corporate Knights’ın 45 borsayı analiz ettiği 2016 yılı Raporunda da ifade ettiği üzere, şirketler tarafından hala arzu edilen düzeyin gerisinde bir raporlama yapılmaktadır (Raporda yer alan 4469 büyük şirketin sadece % 47’si GHG emisyonlarını, % 41’i enerji bilgilerini açıklamıştır).
Hiç şüphesiz tüm bu adımlar atılırken borsaların işlevsel öncelikleri olan likidite, yeni şirket halka arzları, etkin piyasa oluşumu, yeni ürün ve hizmet inovasyonu gibi konuların sekteye uğramaması ve birlikte ilerlemesi gerekmektedir. Bunun için sürdürülebilirlik konusunda borsalar tarafından atılacak adımların, bir takvim dahilinde kademeli olarak hayata geçirilmesi yerinde olacaktır. Bu yaklaşım gelişmekte olan borsalar açısından daha da büyük önem arz etmektedir. Çünkü çoğu zaman bu borsalarda yerel piyasa koşulları kurumsal yönetim, sürdürülebilirlik, entegre raporlama gibi kavramların yerleşmesi ve içselleştirilmesi için şirketlere belli bir süre verilmesini, “Uygula veya Açıkla” prensibi ile bu konuda yaptıklarının bir değerlendirmesini yapmalarını ve uygulama ile elde edecekleri somut sonuçları görmelerini gerekli kılmaktadır. Bu açıdan borsalar, bir taraftan sürdürülebilirlik endeksleri ile şirketleri kamuoyuyla bu konuda daha fazla bilgi paylaşımına zorlamalı, ama diğer taraftan da halka arzların önünü kapamamak için bu olguyu bir kotasyon kriteri olarak belirlemekte dikkatli davranmalı, bir geçiş süreci sonrasında bu adımı atmalıdırlar.

Özet olarak, borsalar tarafından sürdürülebilirliğin sağlıklı şekilde yapılandırılması için paydaşların öncelikleri de tespit edilerek uzun vadeli bir Master Plan hazırlanması, bu planın üst düzeyde Yönetim Kurulu tarafından sahiplenilerek yürütülmesi ve dinamik bir gözden geçirme sürecinin olması gerekmektedir. Bu süreçte, sürdürülebilirlik stratejisinin uygun iş modeli ile hayata geçirilmesi ve borsa çalışanlarının bu stratejiyi benimsemesi için performans kriterleri belirlenmesi şarttır. Aksi takdirde ölçülebilir ve geliştirilebilir çıktılar elde etmek mümkün olmaz. Bu açıdan bakıldığında, gelecek 15 yılda sermaye piyasalarında sürdürülebilir bir yapının tesisi, iyi uygulama örneklerinin çoğaltılması ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin yakalanması için borsalar daha yoğun çaba sarf etmelidirler.

Kaynak: UN Sustainable Stock Exchanges Initiative, 2016 Report on Progress

Doç.Dr. Mustafa Kemal YILMAZ

Doç.Dr. Mustafa Kemal YILMAZ