Paylaşım TarihiKasım 23, 2023
İklim aktivistlerinin, politika yapıcıların, sivil toplumun ve ilgili tüm paydaşların bir yıl boyunca beklediği dönem, yani 2023 yılı Taraflar Konferansı’nın (Conference of the Parties – COP) zamanı yaklaştı. 28. Taraflar Konferansı yani kısaca COP 28, 30 Kasım – 12 Aralık tarihleri arasında Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri’nde gerçekleşecek. Bu konferansların gündemi bir önceki COP’ta yürütülen müzakereler ve alınan kararlar üzerine inşa edildiğinden bu sene COP 28’de bizi bekleyen gündemi anlamak için geçtiğimiz yıl yaşananları da hatırlamak gerek.
Geçtiğimiz yıl bu dönemlerde Şarm El Şeyh’teki 27. Taraflar Konferansı’ndan ayrılanlar; karbondioksit harici sera gazlarına yönelik yaptırımların altının çizildiği, kayıp ve zararlara yönelik bir fon yaratılmasına yönelik taahhütlerin verildiği, özel sektörün iklim değişikliğiyle mücadele konusunda daha adanmış/iddialı girişimlerde ve taahhütlerde bulunduğu, iklim uyumu için şimdiye kadar olması gerektiği ölçüde finansmanın kanalize edilemediği hususunda bir mutabakatın sağlandığı, bu doğrultuda kalkınma finansmanı kaynaklarının iklim eylemi perspektifinde çeşitlendirilmesi konusunda ortak taahhütler verildiği müzakerelerle geçen bir konferansı geride bırakmıştı. İlave olarak geçtiğimiz yıl yapılan Taraflar Konferansı, devam eden bölgesel çatışmalar ve enerji tedarik zincirlerini tehdit eden diğer küresel gelişmelerin ışığında nükleer enerjinin temiz ve güvenilir bir enerji arz kaynağı olarak konumlandırıldığı, temiz hidrojenin ve karbon yakalama teknolojilerinin önceliklendirildiği, iklim temelli raporlama uygulama ve standartlarının öne çıktığı bir buluşma oldu. Fosil yakıtlardan çıkışın önemi hep olduğu gibi geçen seneki toplantıda da vurgulandı. Diğer yandan, büyük kirletici ülkelerin bağlayıcı taahhütlerden kaçınmaları 1,5 derece hedefine ulaşılması kararlılığını gölgeleyen gelişmeler olarak nitelendirildi.
Bu çerçeve ışığında, COP 28’de müzakerelerin ve odak noktalarının neler olacağını düşünürsek, özellikle aşağıdaki başlıklar etrafında şekillenecek tartışmaların bizi beklediğini söylemek mümkün:
– Birleşmiş Milletler, küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlama hedefine ulaşmak için küresel sera gazı emisyonlarının 2030’a kadar 2010 seviyelerine kıyasla %45 oranında düşmesi gerektiğini söylüyor. Ancak yine Birleşmiş Milletler’in yaptığı çalışmalar, mevcut ulusal iklim değişikliği eylem planları ile ilerlenmesi durumunda, emisyonların 2030 yılında 2010 yılına oranla %9 artacağını gösteriyor.1 Yani acil eylem alınmasının şart olduğunun tekrar altının çizileceği bir müzakere sürecine giriyoruz.
– İklim finansmanı ihtiyacı öne çıkan bir tema olmaya devam ediyor. Bu sene gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere 100 milyar ABD doları finansman taahhüdü üzerinden daha somut adımlar atmaya yönlendirildiği bir yıl olacak. Özellikle iklim uyum finansmanındaki açık devam ediyor. İklim uyumundaki finansman açığının (yani iklim uyumu için yapılması gereken yatırımların maliyeti ve bu konulara sağlanan finansman miktarı arasındaki farkın) yıllık 194 ile 366 milyar dolar mertebesinde olduğu hesaplanıyor. Buna ilave olarak, gelişmekte olan ülkelerin uyum finansmanı açığının daha önceki hesaplamalardan %50 daha fazla olduğu, yani uluslararası finansman akışlarının 10-18 katı üzerinde kaldığı görülüyor.2 Geçtiğimiz yıl Dünya Bankası Grubu başta olmak üzere kalkınma finansmanı kuruluşlarının iklim finansmanı konusunda önemli bir rolleri olduklarını kabul edip bu konuda somut adımlar atma taahhütlerini de hatırladığımızda, bu sene özellikle uyum finansmanı konusunda yeni somut uygulamaların geliştirilmesi bekleniyor.
– Finansmanla ilgili tartışılması beklenen bir diğer başlık kayıp ve zarar fonu. COP 27’nin öne çıkan gelişmelerinden biri, kayıp ve zarar fonunun kurulması kararıydı. Geçtiğimiz yıl içinde tarafların bu fonun uygulama ve faydalanma esasları üzerine çalışarak şekillendirmesi gerekiyordu. İklim konusunda kırılganlık yaşayan ada ülkeleri başta olmak üzere tüm gelişmekte olan ülkeler bu fonun hayata geçmesini bekliyor. Fonun detaylarını şekillendireceği düşünülen 24 ülkenin, COP 28 öncesinde fonun işleyiş esasları hakkında temel kriterleri oluşturması öngörülüyordu. Ancak hala fonun nasıl işleyeceği, finansmanın nasıl ve kime hangi koşullarla sağlanacağı gibi başlıklar tam olarak tanımlanamamış durumda. Bu nedenle kayıp ve zarar fonunun uygulamaya geçirilmesi COP 28’in önemli başlıklarından biri olacak.
– Son dönemde ABD ve Çin arasında gerçekleşen iklim müzakereleri de COP 28’de gündemi belirleyecek gelişmeler arasında yer alıyor. Küresel enerji tüketimi ve emisyonlar konusunda önemli etkileri olan ve iklim politikaları nedeniyle farklı sebeplerle eleştirilen iki ülkenin iklim elçileri, Temmuz ve Kasım aylarında bir araya gelerek iklim değişikliği politikaları konusunda ortak yaklaşımlarını belirlediler. Yayımladıkları ortak deklarasyonda iki ülke; Paris Anlaşması kararları ve 1,5 derece hedefi doğrultusunda hareket etmeye devam edeceklerini, bu doğrultuda küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030 yılına kadar 3 katına çıkması için çalışacaklarını, yine 2030 yılına kadar ortak 5 büyük çaplı karbon yakalama projesi geliştireceklerini, metan emisyonları konusunda ulusal eylem planları oluşturacaklarını ve COP 28’de ortaklaşa bir metan ve CO2 harici sera gazları zirvesi organize edeceklerini ilan etti.3 İklim değişikliği politikaları konusunda gündemde olan ABD ve Çin’in bu ortak taahhütleri ve özellikle fosil yakıtların azaltımına yönelik yaklaşımları küresel iklim değişikliği politikalarının olumlu yönde tetiklenmesi ve diğer ülkelerin bu yaklaşımları takip etmesi için umut verici olmakla birlikte, her iki ülkenin kömür kullanımını ve termik elektrik üretimini azaltma yönünde somut adımlar atmamasının bir eleştiri unsuru olarak COP 28 gündeminde yer bulması bekleniyor.
Özetle, iklim eylemlerine yönelik aciliyetin farkında olunan ancak uygulama esasları konusunda müzakerelerin devam edeceği bir Konferans gündemi bizleri bekliyor. Ayrıca Paris Anlaşması’ndan sonra yayımlanan ilk durum değerlendirmesinin sonuçlarının da gündemi etkilemesi beklentiler arasında. Ekim ayında duyurulan durum değerlendirmesinin (global stocktake) çıktıları, Paris hedefleriyle uyumlu bir yolda ilerlenmediği yönünde. Tarafların Konferans’ta bu konuyu gündeme almaları ve çalışmanın bulgularını cevaplamaları bekleniyor.
Dipnotlar:
1) https://www.unep.org/news-and-stories/news/spotlight-climate-action
2) https://www.unep.org/resources/adaptation-gap-report-2023
3) https://www.state.gov/sunnylands-statement-on-enhancing-cooperation-to-address-the-climate-crisis/