Escarus

Karbon Saydamlık Projesi (CDP) Raporlaması ve Türkiye

Paylaşım TarihiTemmuz 16, 2024

Karbon Saydamlık Projesi (CDP) Raporlaması

2000 yılında Londra merkezli olarak kurulan Karbon Saydamlık Projesi (CDP) şirketlerin iklim eylemlerini açıklamalarını isteyen ve kâr amacı gütmeyen bir kuruluştur. Karbon Saydamlık Projesi, ismini İngilizce karşılığı olan Carbon Disclosure Project’in kısaltması olarak 2013 yılında CDP olarak belirlemiş ve böylece küresel olarak markalaşmıştır. İlk kurulduğunda şirketlerin çevresel eylemlerinin açıklanması için tasarlanan CDP’nin kapsamına yaklaşık 20 yıllık süreçte ormansızlaşma ve su güvenliği de eklenmiştir. Zaman içinde CDP’nin kapsamı sadece şirketlerin değil şehirlerin, eyaletlerin ve bölgelerin de çevresel eylemlerini ve tedarik zinciri ile ilgili açıklamaları yapabilecekleri şekilde genişletmiştir.

2021 yılına gelindiğinde, iklim krizinden ayrı düşünülemeyecek olan biyoçeşitlilik, plastikler ve okyanuslar gibi yeni konular da içeriğe dahil edilmiş, doğa ile dünya sistemleri etkileşimlerinin daha net ve geniş bir açıdan ortaya konması hedeflenmiştir.

CDP 2024 yılında platformu yenilemiş ve ormansızlaşma, su güvenliği ve biyoçeşitlilik konularını bütünleşik olarak ele aldığı ve daha sadeleşmiş bir soru seti hazırlamıştır. Soru formu ISSB S2 iklim standartlarına uyumlu hale getirilmiştir. Ayrıca KOBİ’lere özel bir soru seti de eklenmiştir. 4 Haziran 2024 tarihinde; “Modül 1: Yönetişim ve Risk ve Fırsatlar”, “Modül 2: Çevre”, “Modül 3: Ormansızlaşma ve Su Güvenliği” ile ilgili tüm sorulara ve cevaplamaların nasıl yapılacağına dair açıklamaları içeren 3 adet rehber seti yayımlanmıştır.

CDP raporlaması gönüllülük esasına dayalı olarak, halka açık şirketlerin doğal kaynakları kullanım şekillerini, faaliyetleri sonucunda oluşan çevresel etkilerini, sınırlı kaynaklara olan etkilerini, sınırlı kaynakların yenilenmesi konusundaki yaklaşımlarını ve riskleri nasıl yönettiklerini açıkladıkları bir platformdur. Raporlamada, bir kuruluşun çevre yönetimi konusunda yaptığı eylemler, verilen yanıtların kapsam ve niteliklerine göre dört düzeyde değerlendirilmekte ve puanlanmaktadır. En yüksekten en düşüğe doğru bu seviyeler şöyledir: Liderlik, Yönetim, Farkındalık ve Beyan.[1]

Beyan, başlangıç seviyesidir ve firmaların, CDP raporunda talep edilen bilgileri kapsamlı ve detaylı bir şekilde yanıtlaması sonucunda yapılan değerlendirme ile beyan seviyesinde puan alınmaktadır. Farkındalık seviyesinde, çevresel sorunların bir kuruluşun faaliyetleriyle nasıl kesiştiğine ilişkin yanıtlar ölçülmektedir. Yönetim seviyesinde, kuruluşun çevre sorunu üzerindeki etkisinin farkındalığına dayalı olarak, iyi çevre yönetimi ve uygulamalarıyla ilgili eylemlerin gerçekleştirildiğine dair kanıt sağlayan yanıtlara yer verilmektedir. Son olarak Liderlik statüsünde kuruluşların geliştirdikleri stratejilerde ve eylemlerde CDP gibi kurumlar tarafından oluşturulan iyi uygulamaları açıklamaları ve kendi uygulamalarıyla öncülük ettiklerine dair yanıtlar vermeleri gerekmektedir.

Harward Business Review tarafından dünyanın en güçlü yeşil sivil toplum kuruluşu olarak tanımlanan CDP[2], hazırladığı soru platformu ile şirketlerin çevresel eylemlerini, biyoçeşitlilik, su, orman yönetimi konularında adımlarını yatırımcılara şeffaf bir şekilde açıklamaları için anlamlı bir fırsat sunmaktadır. Bazı araştırmalar, iklim riski bilgilerini ve özellikle karbon emisyon verilerini gönüllü olarak açıklayan firmaların daha yüksek piyasa değerine sahip olduklarını[3] ve daha düşük sermaye maliyeti[4] sergilediklerini göstermektedir. Başka bir makale ise, özellikle sosyal normları yüksek ülkelerden gelen kurumsal yatırımcıların sayısının fazla olmasının, firmaların iklim riski bilgilerini CDP’ye raporlama yapma olasılığını artırdığını öne süren anket ve arşiv kanıtları sunmaktadır.[5] Bugüne kadar 23.000’in üzerinde şirket sera gazı emisyonları, iklim değişikliği eylemleri ve su kullanımı ile ilgili verilerini CDP raporlaması üzerinden kamuoyu ve yatırımcılarla paylaşmıştır. Şirketlerin çevresel eylemlerini şeffaf bir şekilde açıklaması rekabet gücü ile birlikte finansal fırsatları da beraberinde getirmektedir.

CDP, 142 trilyon dolar değerindeki varlığı yöneten 700’den fazla yatırımcı adına hareket etmekte ve dünyanın önde gelen şirketlerine çevresel politikalarını açıklamaları için çağrıda bulunmaktadır.[6] CDP ölçümü son beş yılda sürdürülebilirlik ve çevre ile ilgili 150’den fazla makalede kullanılmıştır ve yaygınlığı giderek artan bir ölçüm aracı olarak görülmektedir.[7]  Raporlanan veriler CDP tarafından hazırlanan analizler ve raporlar yardımıyla iş, yatırım ve politika yapım süreçlerinde kullanılmaktadır.

CDP, Birleşmiş Milletler’in çevre ile ilgili ajansları (UNPRI, UNEP gibi), Caring for Climate, WWF, WBCSD, CDSB, GRI, Integrated Reporting, WRI ve ISSB gibi kurumlarla iş birliği içinde hareket etmekte ve platformu diğer raporlama standartları ile uyumlu hale getirmek için çalışmalar yürütmektedir. Özellikle Paris Anlaşması’nın imzalandığı COP21 öncesinde Portföy Karbonsuzlaştırma (yatırım portföylerinin karbon ayak izini azaltmayı hedefleyen bir strateji) hareketine öncülük eden CDP, “We Mean Business” çevre girişiminde yer almıştır.

CDP Türkiye ve Türkiye’de CDP Raporlaması 

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu, 2010 yılında CDP’nin Türkiye’deki resmi partneri olmuştur. CDP Türkiye’nin, Türkiye’de davet gönderilen ve CDP raporlaması yapacak olan kuruluşların katılımlarını teşvik etmek, raporlama konusunda bilgilendirme çalışmaları yapmak, şirketler arası diyalogları geliştirmek, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltımı yönündeki politikaları desteklemek ve konferanslar düzenlemek, çevresel risk yönetimini kurumsal yönetim düzeyinde ele alınmasını sağlamak, iyi örnekleri paylaşmak ve yıllık olarak CDP Türkiye İklim ve Su Raporlarını yayımlamak gibi çalışmaları bulunmaktadır.

Türkiye’de 2011 yılında 20 firmanın CDP’nin daveti üzerine açıklama yapmasıyla başlayan raporlama süreci yıllar içinde giderek artan bir eğilim göstermiştir (Bkz.: Grafik 1).  2021 yılında 67, 2022’de 81 ve 2023 yılında ise 114 firma “iklim değişikliği” ile ilgili CDP raporlaması yapmıştır. Buna ek olarak, 2015 yılında 15 firma ile başlayan “su güvenliği” raporlaması 2024 yılına gelindiğinde 60’a yükselmiştir. “Ormansızlaşma” ile ilgili raporlamaya ise 2021 yılında 2 firma cevap verirken, 2023 yılında 5 firma raporlama yapmıştır.

Grafik 1: Türkiye’de 2011’den itibaren CDP Raporlaması yapan firmaların sayısı[8]

2023 yılında yayımlanan “CDP Türkiye İklim Değişikliği ve Su Raporu”[9]na göre, iklim değişikliği ile ilgili beyanlarda Türkiye’de geçmiş yıllara oranla CDP’nin resmi daveti olmadan ve gönüllülük esasına göre iklim raporlaması yapan firma sayısı ilk kez bu kadar yüksek seviyeye ulaşmıştır. Yine firmalar tarafından beyan edilen risk sayısı önceki yıla göre %41 oranında artmış ve birçok firmanın 1,5 °C hedefi ile uyumlu bir geçiş planı olduğu ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, firmaların toplam 22 milyon ton CO2 azaltımı için yatırımlar yapmakta oldukları görülmüştür. Ayrıca raporda belirlenen risklerin sayısı, fırsatların sayısının üç katı olarak bulunmuştur. Bu durumun, firmaların finansal veya stratejik yapılanmalarına önemli etki edebileceği öngörülmektedir.

Su güvenliği ile ilgili beyanlarda ise, su tüketimini azaltmaya yönelik çabalara rağmen, su kullanımının yönetilmesinde karşılaşılan zorluklar nedeniyle şirketler arasında farklı başarı seviyeleri olduğu anlaşılmış; su kullanımının şirketin kullanım alanı ile sınırlı kalmamasından dolayı, bazı şirketlerin potansiyel olarak su kirliliğine yol açtıkları gözlemlenmiştir. Beyanda bulunan şirketlerin %90 oranında önemli bir kısmı faaliyetleriyle bağlantılı su ekosistemleri ve insan sağlığına risk oluşturabilecek potansiyel su kirleticilerini tanımlamış ve sınıflandırmıştır.

Yine rapora göre, çoğu şirket biyoçeşitliliğin önemini kabul etmiş ve 2023 yılında, şirketlerin %65’i yönetim kurulu veya üst düzey yöneticiler düzeyinde konuyu ele almıştır. Ancak, biyoçeşitlilik etki değerlendirmeleri halen sınırlı sayıda şirket tarafından yapılmakta olup çoğunlukla sadece doğrudan operasyonlara odaklanmaktadır.

Plastik kullanımı konusunda çoğu şirket plastik kullanımını ve üretimini değer zincirlerinde haritalandırmış olsa da sadece az bir kısmı bu haritalamayı ürün kullanım aşamasını içerecek şekilde genişletmiştir.

Raporda dikkat çeken diğer önemli bir konu ise katılan 114 firmadan 37’sinin liderlik düzeyinde puan almış olmasıdır. Bunlar beyaz eşya, otomotiv, enerji üretim, ulaşım, çimento ve perakende gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerdir. Su konusunda ise, elektronik, ambalaj, bankacılık ve holdinglerin A düzeyinde puanlar aldığı görülmektedir. Hem iklim değişikliği hem su güvenliği konusunda A düzeyinde puan alan şirketlerin sektörleri ise yenilenebilir enerji, lastik üretimi, perakende ve bankacılıktır.

Sonuç Yerine

Kurulduğu ilk yıllarda S&P 500, FTSE 600 ve ASX 200 gibi yaygın kullanılan endekslerin katılımcılarına raporlama daveti göndermeye başlayan CDP, günümüzde ise dünya genelinde 9600’den fazla şirketin bilgilerine sahiptir ve bu şirketler küresel sermayenin %50’sinden fazlasını temsil etmektedir. CDP, karbon emisyonları bilgilerinin en büyük küresel havuzudur ve iklim değişikliği ile ilgili risklere yönelik atılan kurumsal adımların bulunduğu en geniş veritabanıdır.[10] Bu nedenle yatırımcıların en çok dikkate aldığı uluslararası raporlamalardan biridir. CDP Türkiye’nin 2010 yılında başlayan partnerliği ile ve yapmış olduğu çalışmalarla Türk şirketlerinin CDP Programlarına raporlama yapması zaman içinde sayıca artmış ve iklimle ilgili yaptıkları faaliyetler ve açıklamaları da ilerleme kaydetmiştir. Bugün Türkiye’de raporlama yapan firmaların %32’si liderlik seviyesinde puan almaktadır.

Türkiye’de hem raporlama hem de teknik olarak gelişim gösterme açısından sonuçlar gittikçe iyileşmekte, şirketlerin farkındalık düzeyi ve çevresel faaliyetleri açısından çok olumlu sonuçlar izlenmektedir.

Kaynakça

(2024). CDP_Full_Corporate_Scoring_Introduction_2024.pdf Şu adresten erişilebilir: https://cdn.cdp.net/cdp-production/comfy/cms/files/files/000/009/176/original/CDP_Full_Corporate_Scoring_Introduction_2024.pdf . Son erişim tarihi: 30.06.2024

CDP Türkiye. Hakkımızda. Şu adresten erişilebilir: https://cdpturkey.sabanciuniv.edu/tr/content/hakkimizda . Son erişim tarihi: 01.07.2024

Matsumura E. M., Prakash R., Vera-Muñoz S. C. (2014). Firm-Value Effects of Carbon Emissions and Carbon Disclosures, The Accounting Review. Volume 89, pp. 695-724. Şu adresten erişilebilir: https://doi.org/10.2308/accr-50629 . Son erişim tarihi: 26.06.2024

Matsumura E. M., Prakash R., Vera-Muñoz S. C. (2017). To Disclose or Not to Disclose Climate-Change Risk in Form 10-K: Does Materiality Lie in the Eyes of the Beholder? Journal of Accounting and Economics Volume:76, Issues 2–3. Şu adresten erişilebilir: https://doi.org/10.2139/ssrn.2986290 . Son erişim tarihi: 01.07.2024

Ilhan E., Krueger P., Sautner Z., Starks L. T. (2022). Climate Risk Disclosure and Institutional Investors. Review Financial Studies, Swiss Finance Institute Research Paper Series N°19-66. Şu adresten erişilebilir: http://dx.doi.org/10.2139/ssrn.3437178 . Son erişim tarihi: 02.07.2024

What we Do. Şu adresten erişilebilir: https://www.cdp.net/en/info/about-us/what-we-do . Son erişim tarihi: 11.07.2024

Oktay S., Bozkurt S., Yazıcı K. (2021). The Relationship Between Carbon Disclosure Project Scores and Global 500 Companies: A Perspective From National Culture. SAGE Open Volume 11, Issue 2. Şu adresten erişilebilir: https://doi.org/10.1177/21582440211014521 . Son erişim tarihi: 10.07.2024

CDP Türkiye. CDP Climate Change and Water Report 2023. Şu adresten erişilebilir:  https://cdpturkey.sabanciuniv.edu/sites/cdpturkey.sabanciuniv.edu/files/cdp-turkiye-2023-rapor.pdf

CDP Türkiye. CDP Climate Change and Water Report 2023. Şu adresten erişilebilir: https://cdpturkey.sabanciuniv.edu/sites/cdpturkey.sabanciuniv.edu/files/cdp-turkiye-2023-rapor.pdf. Son erişim tarihi: 30.06.2024

Cohen S., Kadach I., Ormazabal G. (2023). Institutional investors, climate disclosure, and carbon emissions. Journal of Accounting and Economics, Volume 76, Issues 2–3. Şu adresten erişilebilir: https://doi.org/10.1016/j.jacceco.2023.101640 . Son erişim tarihi: 11.07.2024

Dipnotlar:

1) The Guardian. (23 Ocak 2024). Cookstove carbon offsets overstate climate benefit by 1,000%, study finds. Şu adresten erişilebilir: https://www.theguardian.com/environment/2024/jan/23/clean-cookstove-carbon-offsets-overstate-climate-benefit-by-1000-percent . Son erişim tarihi: Haziran 2024.

2) Gold Standard. Guatemala Improved Cookstoves. Şu adresten erişilebilir: https://marketplace.goldstandard.org/collections/projects/products/co2-balance-guatemala-improved-Cookstoves. Son erişim tarihi: Temmuz 2024.

3) A Call to Action: Delivering Responsible Carbon Finance. Clean Cooking Alliance. https://cleancooking.org/wp-content/uploads/2024/05/CCA_A-Call-to-Action_Delivering-Responsible-Carbon-Finance.pdf . Son erişim tarihi: Temmuz 2024.

4) Gill-Wiehl, A., Kammen, D. M. ve Haya, B. K. (2024). Pervasive over-crediting from cookstove offset methodologies. Nature Sustainability, 7(2), 191–202. https://doi.org/10.1038/s41893-023-01259-6.

5) Bloomberg. (3 Temmuz 2024). Carbon Offsets Developer Reports Ex-CEO to Feds Over Bad Credits Şu adresten erişilebilir: https://www.bloomberg.com/news/articles/2024-07-03/carbon-developer-reports-former-ceo-to-authorities-over-bad-cookstove-offsets. Son erişim tarihi: Temmuz 2024.

6) Gill-Wiehl, A., Kammen, D. M. ve Haya, B. K. (2024), a.g.m.

Leyla Şimşek Çavuş

Leyla Şimşek Çavuş