Paylaşım TarihiKasım 9, 2022
Seyahat ve turizm sektörünün, dünya genelindeki ekonomik faaliyetlerin yaklaşık %10’unu oluşturduğu bilinmektedir. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi’nin “Seyahat & Turizm: Ekonomik Etki 2019” raporu verilerine göre, turizm küresel ölçekte 8,8 trilyon dolarlık bir endüstridir ve bu rakamın 2029’a kadar 13 trilyon dolara yükseleceği öngörülmektedir. Turizmin artan ivmeyle büyümesi neticesinde önemli çevresel sonuçları da beraberinde getirmesi beklenmektedir. Örneğin, turizmin küresel çapta sera gazı salımına etkisinin yaklaşık %5 olduğu tahmin edilirken, 2030’da bu oranın %5,3’e çıkacağı düşünülmektedir. Öngörülen bu artış, 2016’da 1.597 milyon ton olan turizm kaynaklı CO₂ emisyonunun 2030’da 1.998 milyon tona ulaşarak %25 civarında büyümesi anlamına gelmektedir. Bunun gibi birçok neden ile, ekosistem için “sürdürülebilirlik” kavramı turizm içinde önemli bir unsur haline gelmiştir. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), sürdürülebilir turizmi “şu andaki ve gelecekteki ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini tam olarak dikkate alan, ziyaretçilerin, sektörün, çevrenin ve ev sahibi toplulukların ihtiyaçlarını karşılayan” bir sektör olarak tanımlamaktadır.
BM Çevre Programı (UNEP) ve UNWTO, 2005’te ortak yayınladıkları rehber ile sürdürülebilir turizm için 12 ilke tanımlamıştır. Bu rehber de göz önünde bulundurarak, ülkemizde sürdürülebilir turizm standartlarına uyum sağlamak üzere Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) tarafından dünyanın en üst çevre ve sürdürülebilirlik platformu olduğu belirtilen Global Sustainable Tourism Council (GSTC) ile işbirliği anlaşması imzalanmıştır GSTC kriterlerinin tamamı, hiçbir değişime meydan verilmeden Türkiye Sürdürülebilir Turizm Endüstri Kriterleri (TR-1) ismiyle benimsenmiştir.
GSTC’nin dört konuda temel belgesi bulunmaktadır. Bunlardan ilki GSTC Destinasyon Kriterleri, ikincisi GSTC Otel Endüstrisi Kriterleri ve üçüncüsü de GSTC Tur Operatörlüğü Kriterleri’dir. GSTC’nin kriterleri sadece turizm işletmelerindeki fiziki koşulları belirlememektedir. Aynı zamanda turizmin çevresel, sosyal, kültürel, ekonomik, kalite, insan hakları, sağlık, güvenlik, risk ve kriz yönetimi boyutlarını da kapsayan bu kriterler, sürekli bir iyileştirmeyi ve sürdürülebilir bir yönetim sistemini hedeflemektedir.
GSTC kriterlerine tabi olan bir işletmenin aşağıdaki kriterleri kabul etmiş olması beklenmektedir:
- Sürdürülebilir bir yönetim sistemi,
- Sağlık, güvenlik, işgücü konularında ve çevresel konularda tüm ulusal ve ulusal düzenlemelere uyum,
- İyi bir raporlama sistemi,
- Sürdürülebilir yönetim sisteminin geliştirilmesi ve uygulanması için personel eğitimleri,
- İzlenebilir müşteri memnuniyeti,
- Ürün ve hizmetler bakımından şeffaflık (doğru tanıtım),
- Binaların tasarımı, inşası, yenilenmesi ve yıkımında sürdürülebilirlik,
- Korunan ve hassas alanlar ve tarihi miras ilgili imar gerekliliklerine ve yasalara uyma,
- Doğal ve sürdürülebilir materyallerin ve uygulamaların kullanımı,
- Satın alınan toprak, su ve mülkiyet haklarının yasalara ve yerelde yaşayanların haklarına uygunluğu, önceden bilgi verilmiş ve onaylarının alınmış olması,
- Destinasyonlardaki sürdürülebilir turizm planlaması ve yönetimi çalışmalarını destekleme,
- Yerel altyapının ve sosyal toplulukların gelişimlerini aktif olarak destekleme,
- İstihdam ve ilerlemede yerel halka eşit fırsat sunma,
- Satın alma süreçlerinde yerel tedarikçilere öncelik verme,
- Bölgenin doğasına, tarihine ve kültürüne uygun sürdürülebilir ürün ve hizmetleri destekleme,
- Çocuklar, ergenler, kadınlar, azınlıklar ve diğer savunmasız gruplara yönelik ticari, cinsel veya başka herhangi bir istismar veya tacize karşı bir politika uygulama,
- Yönetim pozisyonları da dahil olmak üzere, cinsiyet, ırk, din ayrımı yapmaksızın işletmede herkese eşit istihdam olanakları sunma,
- Çalışma haklarına saygı duyma, güvenli ve emniyetli bir çalışma ortamı sağlama, çalışanlara en az asgari ücret ödeme, düzenli eğitim, deneyim ve ilerleme fırsatları sunma,
- İşletme faaliyetinde komşu topluluklara yiyecek, su, enerji, sağlık veya sanitasyon gibi temel hizmetlerin verilmesini tehlikeye atmama,
- İşletme faaliyetlerinin, arazi ve su kaynaklarının kullanımını, geçiş hakkını, ulaşım ve barınma gibi temel ihtiyaçlara erişimi engellememesi,
- Destinasyonun doğru tanıtımı için yerel rehberlerle çalışma, kültürel mirasın korunmasına katkı sunma, yerel halkın buralara erişimini engellememe,
- Fikri mülkiyet haklarına saygı duymak kaydıyla, operasyonda, tasarımda ve dekorasyonda geleneksel, çağdaş ve yerel otantik kültürün kullanımı,
- Yerel ve uluslararası yasaların izin verdiği durumlar dışında tarihi ve arkeolojik eserler sergilememe,
- Yiyecek, içecek, inşaat malzemeleri ve sarf malzemeleri dahil olmak üzere tüm satın almalarda sürdürülebilir tedarikçileri ve ürünleri tercih etme,
- Gıda, sarf ve tek kullanımlık ürünlerin satın alımı süreçlerini dikkatle yönetme,
- Enerji tüketimini sürekli olarak ölçerek tüketimi en aza indirme ve yenilenebilir enerji kullanımını artırmak için çaba gösterme,
- Su riski değerlendirmesi yaparak tüketimi ölçmek ve en aza indirmek için adımlar atma,
- Sera gazı emisyonunu ölçerek bundan kaçınmak veya en aza indirmek için prosedürler uygulama,
- Nakliye gereksinimlerini azaltma ve daha verimli alternatifleri kullanma,
- Çevreye veya yerel halka zarar vermeyecek atık su yönetimi ve suyun arıtılarak yeniden kullanımı,
- Atık ölçümü yaparak atığı azaltma mekanizmaları oluşturma, atık bertarafının çevreyi ve yerel halkı olumsuz etkilemesinin önüne geçme,
- Pestisitler, boyalar, yüzme havuzu dezenfektanları ve temizlik malzemeleri de dahil olmak üzere zararlı maddelerin kullanımını en aza indirme,
- Gürültü, ışık, yüzey akışı, erozyon, ozon tabakasını incelten maddeler, hava, su ve toprak kirleticilerden kaynaklanan kirliliği en aza indirmek için uygulamalara sahip olma,
- Uygun mülk yönetimi ile biyoçeşitliliği koruma,
- Doğal yapıyı bozabilecek istilacı türlere karşı mücadele etme, yaban hayatını etkilemeyen sorumlu bir işletme anlayışı, hiçbir vahşi hayvan türü edinmeme, yetiştirmeme veya esir tutmama,
- Yasa dışı olarak yapılan avlanmanın bir parçası olmama, bunları toplamama, tüketmeme, sergilememe ve satın almamadır.
Turizmin yerel çevre ve toplum üzerinde olumsuz etkileri bulunabileceğinin farkına varılması ve önemli bir rehber ışığında olası etkilerin izlenecek/değerlendirilecek olması sevindirici bir gelişmedir. Esas itibarıyla belirli bir noktadan sonra turizmin çevre üzerinde yaratabileceği tahribatı gidermek ya mümkün olmamakta ya da ekonomik maliyeti turizm yatırımlarının hedefini aşacak kadar yüksek olmaktadır. Gelişmeleri takip ederek sürdürülebilir turizm seçimleri yapan tüketicilerin bu sürece katkı sağlayacak en önemli paydaşlar olduğuna şüphe yoktur.
Kaynaklar:
1) https://tga.gov.tr/wp-content/uploads/2022/10/Yesil-Turizm-Programi-2.pdf
2) https://www.researchgate.net/publication/336487216_Turkiye’de_Surdurulebilir_Turizm_Politikasi
3) https://acikerisim.bartin.edu.tr/bitstream/handle/11772/6660/G%C3%B6khan%20Emir-Kitap%20B%C3%B6l%C3%BCm%C3%BC.pdf?sequence=1&isAllowed=y
4) http://www.kaem.itu.edu.tr/docs/librariesprovider124/default-document-library/ekoturizm.pdf?sfvrsn=0
5) https://avys.omu.edu.tr/lessons/0/55/5018-932001/306594-133051